Gözde Kurt’un son kitabı Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim geçtiğimiz ay Hep Kitap etiketiyle okurlarıyla buluştu.
Sevgilisi tarafından aldatılan bir kadının, çeşitli nedenlerin arka arkaya gelmesiyle tepetaklak olan hayatı, yazarın ustaca açtığı kartlarla bizi sürükleyici bir maceraya davet ediyor. Kitabın her satırı okura ‘’bundan sonra ne olacak’’ merakını sonuna kadar taşıtıyor. Bazı yerlerde kalbimiz küt küt atarken en ummadık yerlerde gözlerimiz dolu dolu oluveriyor.
Gözde Kurt apaçık bir anlatımla, dilin süslü oyunlarını arkasına almayan sade cümlelerle ve günümüzü yakalayan esprili bir dille örmüş romanını. Ama bence kitap en büyük başarısını ustalıkla sağlanmış kurgusundan alıyor. Yazarın ilk sayfadan son sayfaya anlattığı her şey belli bir iskeletin yapı taşlarını oluşturuyor. Hiçbir detay yerinde boşuna durmuyor. Finale kadar anlatılan her şeyin nedeni sırasıyla ortaya çıkıyor. Öyle birden gözümüze de sokmadan. Sakince. Zamanında…
Yazar bugünün sosyal ve siyasi meselelerine eleştirilerini karakterlerine çizmiş olduğu profillerle ustalıkla yerine getiriyor. Bunu yaparken hiçbir yapaylık sezilmiyor. Biz hikâyenin sıcaklığını çok derinde duyarken, karakterin geçtiği sokaklarda gaz kokusu duyuluyor. O kokuyu ve o kokunun altında yaşananları hepimiz biliyoruz fakat hikâyenin baskın çıkmasıyla olay akışını daha çok merak ediyoruz.
Karakterimiz cesur bir kadın. Her şeyin son derece sıradan ve ‘’normal’’ gittiği hayatı aldatılıp evi terk etmesiyle bir anda değişiyor ve kendini o günden itibaren ‘’bir yerlerde’’ buluyor. Bu yerlerde yaşananların yanında en sık bulunduğu yer aslında kendi içi oluyor. İçindeki seslerle tanışıyor. Biten bir ilişkinin pençesinden bir aşkın peşine takılarak… Bu zamana kadar duymadığı ya da duyup da hiç kulak asmadığı iç seslerle mücadelesi bu aşktan sonra delice artıyor.
‘’Hep aşık olacağımız kişiyi beklediğimizi zannederiz, bir kurtarıcıyı. Oysa beklediğimiz kendimizizdir, kendimizi gerçekleştirmektir. Kişinin kendisini gerçekleştirmesi bir mucizedir. Yaşamdaki tüm arayışlarımızın temelinde bu yatar bana kalırsa.’’
Ne var ki karakterimizin aşık olduğu adam dünyanın bir ucunda ve onun İstanbul’da kalıp ‘’sadece bir gece’’ gördüğü adamı kalbine gömmesini gerektiren hiçbir neden yok. Üstelik arkasında kapı gibi arkadaşları var. Aklına en deli olana atıp sonunu düşünmeden kendini birden Norveç sokaklarında buluyor. O sokakların soğuğunu, kokularını, şarkılarını karakterin iç çıkmazlarıyla birlikte bize bir güzel yaşatıyor Gözde Kurt.
‘’İçim pembeleşti. Yerden yükseldim. Bilmediğim bir ülkenin, bilmediğim bir şehrinde, daha evvel hiç yürümediğim yollarda kendimle karşılaştım.’’
Genç bir kadının hayatının belki de en maceralı günlerini bir solukta okumak isteyenler için, kendi içine yönelmeye cesaret bulamayanlar için, gitmenin o kadar da zor olmayacağına ikna olmaya ihtiyacı olanlar için, hayatın yeni getirdikleri karşısında duyacağınız o hayret için ve bir şeyleri ertelememenin ne büyük önem taşıdığına bir kez daha şahit olmak için Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim okunması gereken bir roman.
Keyifli okumalar.
Merve Açıkgöz. 1994 İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Sinema Televizyon okudu. 2015 yılında Krokodil Yapım ismiyle bir prodüksiyon şirketi kurdu ve çalışmalarına burada senaryo yazarak devam ediyor.
