Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ölümünün ardından, kitaplarına girmemiş dosyalar dolusu şiir bulundu. Yeni Fazıl Hüsnü Dağlarca şiirleri okurlarda heyecan yarattı.
Yapı Kredi Yayınları, bu şiirleri ‘‘Kaçaklar” üst başlığıyla yayımlamaya başladı. Bu ‘‘kaçak’’ şiirlerden kimileri dergilerde yayımlanıp unutulmuş şiirlerken, kimileri de bildiğimiz kadarıyla daha önce hiç gün yüzü görmemiş şiirlerdir. Aralarında başka şiirlerden bağımsız şiirler olduğu gibi, başka şiirlerle bir bütün oluşturacak biçimde yazılmış şiirler de var.
ÇOK OKUMALI DİZELER GÖRÜNDÜĞÜM
Keman mısın? / Ekle bir tel mavi aydınlığa
Piyano musun? / Üç elin olsun ışık mermerlerine dokunan dokunmayan
Soluklu çalgılarda mısın? / Anımsa sevi solumalarını, dinle
Ayrı ayrı okusunlar / Birlikte okusunlar
İki yazıda ulaşsınlar üç evrenselliğe
Üç Okumalı Dizeler Göründüğüm
Şair: Fazıl Hüsnü Dağlarca
Hazırlayanlar: Ömer Aygün – İlknur Yurtbaşı
48 Sayfa, 9 TL
YKY Şiir / Kare Şiir
Fazıl Hüsnü Dağlarca Hakkında
26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey’in oğludur. İlköğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan’da, ortaöğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nde 1933 yılında tamamladı. Aile, Ataç, Çağrı, Devrim, İnkılapçı Gençlik, Kültür Haftası, Türkçe, Türk Dili, Türk Yurdu, Varlık, Vatan, Yeditepe, Yücel, Yenilik ve Yön gibi dergi ve gazetelerde şiirlerini yayımladı. 1935’te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu’nun, Trakya’nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950’de ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi olarak İstanbul’da çalıştı. Âsû adlı eseriyle Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazandı (1955-56).[1] Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray’da “Kitap” kitabevini açtı ve yayıncılığa başladı. Ocak 1960-Temmuz 1964 yılları arasında dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. İlk yazısı 1927’de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikâyedir, İstanbul dergisinde 1933’te çıkan “Yavaşlayan Ömür” adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılâpçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı. Bugüne kadar kendisine birçok ödül verilen şair 1967’de ABD’deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından “En iyi Türk Şairi” seçilmişti. Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesiydi. Dil Devrimine ilişkin düşüncelerini Türk Dil Kurumu Koçaklaması’nda şöyle dile getirmiştir:
“Türk Dil Kurumunu kurarken Mustafa Kemal’in tek mutsuzluğu vardı
Türkçeyi sevdiğini daha Türkçe söyleyememek
Kimilerinin şimdi tek mutluluğu var
Türkçeyi sevdiklerini daha Osmanlıca söylemek….”
Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiçbir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:
Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.
Türkçeye bakışını ise “Türkçem, benim ses bayrağım” diyerek Türkçe Katında Yaşamak adlı şiirinde sergilemiştir.
“Türk şiirinin büyük şairi” olarak tanımlanan Dağlarca, 94 yaşında zatürre tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, bu yılın ilk aylarında yaptığı bir röportajda ölümünden sonra Kadıköy’de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmişti. Evini Kadıköy Belediyesi’ne bağışlayan Dağlarca, Mühürdar Caddesi’ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunmuştu. 20 Ekim 2008’de Karacaahmet Mezarlığına defnedilmiştir. Yaşamından sonra evinde bulunan şiirleri “Kaçaklar” başlığı altına 3 kitapta toplanmıştır. 2022 yılında 50 yıllık arşivlerini açan İsveç Akademisi, yayımladığı belgelere göre Şilili şair ve yazar Pablo Neruda’nın kazandığı 1971 Nobel Edebiyat Ödülü için hazırlanan 90 kişilik aday listesinde Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın adının da yer aldığı ortaya çıktı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirleri ve Diğer Eserleri
Bir zamanlar Sözcü dergisinde (1960) ve Vatan dergisinde (1961-1962) yazdığı, özdeyiş niteliğinde kısa düz yazıları bir yana bırakılırsa, yalnız şiirle uğraşan ve şiirlerini Türkiye’nin hemen hemen bütün edebiyat dergilerine yaymış olan Dağlarca’nın kitapları.
- 1935: Havaya Çizilen Dünya
- 1940: Çocuk ve Allah
- 1943: Daha
- 1945: Çakırın Destanı
- 1945: Taşdevri
- 1949: Üç Şehitler Destanı
- 1950: Toprak Ana
- 1951: Aç Yazı
- 1951: İstiklâl Savaşı-İnönüler
- 1951: İstiklâl Savaşı-Samsun’dan Ankara’ya
- 1951: Sivaslı Karınca
- 1953: Anıtkabir
- 1953: İstanbul- Fetih Destanı
- 1955: Âsû
- 1957: Delice Böcek
- 1958: Batı Acısı
- 1960: Hoo’lar
- 1960: Özgürlük Alanı
- 1961: Cezayir Türküsü
- 1962: Aylam
- 1963: Türk Olmak
- 1964: Yedi Memetler
- 1965: Çanakkale Destanı
- 1965: Dışarıdan Gazel
- 1965: Kazmalama
- 1965: Yeryağ
- 1966: Vietnam Savaşımız
- 1967: Açıl Susam Açıl
- 1968: Haydi
- 1968: Kubilay Destanı
- 1969: 19 Mayıs Destanı
- 1970: Hiroşima
- 1971: Kuş Ayak
- 1971: Malazgirt Ululaması
- 1972: Haliç
- 1972: Kınalı Kuzu Ağıdı
- 1973: Bağımsızlık Savaşı-30 Ağustos
- 1973: Bağımsızlık Savaşı-İzmir Yollarında
- 1973: Bağımsızlık Savaşı-Sakarya Kıyıları
- 1973: Gazi Mustafa Kemal Atatürk
- 1974: Arka Üstü
- 1974: Yeryüzü Çocukları
- 1976: Yanık Çocuklar Koçaklaması
- 1977: Balinayla Mandalina
- 1977: Hollandalı Dörtlükler
- 1977: Horoz
- 1978: Yazıları Seven ayı
- 1979: Çukurova Koçaklaması
- 1979: Göz Masalı
- 1979: Yaramaz Sözcükler
- 1980: Şeker Yiyen Resimler
- 1981: Cinoğlan
- 1981: Çıplak
- 1981: Güneş Doğduran
- 1981: Hin ile Hincik
- 1981: Nötron Bombası
- 1981: Yunus Emre’de Olmak
- 1982: Koşan Ayılar Ülkesi
- 1985: Dişiboy
- 1985: İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler
- 1986: Takma Yaşamalar Çağı
- 1990: Uzaklarla Giyinmek
- 1992: Dildeki Bilgisayar
- 2007: İçimdeki Şiir Hayvanı
- xxxx: Mustafa Kemal’in Kağnısı
- xxxx: Yavaşlayan Ömür
- xxxx: Kuşların Çektiği Kağnı
(Kaynak: Vikipedi)