Jean Echenoz’un Helikopter Yayınları tarafından çevrilen Şimşekler romanı ve Nikola Tesla üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi.
Kadın ve erkek,
televizyon programına çıkar. Aralarında birbirlerini görmelerini engelleyecek
bir paravan vardır ve onlar, evlenecekleri insanın paravanın arkasında
olmalarını umarlar. Paravan açılır. Televizyon başındaki izleyiciler ve o an
orada olan insanlar bu iki insanın ağzından çıkacak sözlere kilitlenirler. Son
zamanlarda dillere dolanan o söz öbeği herhangi birinin ağzından düşüverir:
“Elektrik alamadım.”
televizyon programına çıkar. Aralarında birbirlerini görmelerini engelleyecek
bir paravan vardır ve onlar, evlenecekleri insanın paravanın arkasında
olmalarını umarlar. Paravan açılır. Televizyon başındaki izleyiciler ve o an
orada olan insanlar bu iki insanın ağzından çıkacak sözlere kilitlenirler. Son
zamanlarda dillere dolanan o söz öbeği herhangi birinin ağzından düşüverir:
“Elektrik alamadım.”
Söz konusu televizyon
ve şu an bu satırları yazdığım bilgisayar dahil kullanılan ve hatta
kullanılması düşünülen birçok alet, Tesla’nın düşüncelerinden geçti. Tesla’nın
hayatını konu alan biyografik romanla ilgili birkaç söz söylemek isterken
“kitleleri” peşinden sürükleyen evlendirme programıyla giriş yapmamın sebebi
ise; ışık hızıyla bilimden uzaklaşan ve maalesef bunu marifet olarak gören
memleket insanının bir elektrik dahisini bile şaşkına çevirecek elektrik kavramına
dikkat çekmekti. Evet, Tesla doğduğu şehir Belgrad’ta şimşekleri ve kuşları
izleyerek büyüdü. “Hayatım roman olur” tarzında bir cümleyi kurmayacak kadar
kendini düşünmekten uzaktı ama Jean Echenoz onu ve hayatını, kelimeleri adeta
gerilla gibi kullanarak romanlaştırdı. Okuyucuyu bazen Tesla’nın yanına koyan
Echenoz, onun dostu olmanızı ve ona sahip çıkmanızı istiyor. Sonra okuyucuyu
alıyor ve Tesla’nın karşısında ona karşı bilenen bir düşman yapıyor. Birden
sokağın karşısındaki yabancı olan ve bir anda Tesla’nın kafasının içindeki
siste kaybolan okuyucu dilin karşısında diz çöküp kendini romana bırakıyor.
Biyografik romanın en riskli durumu böylece bertaraf edilmiş oluyor yazar
tarafından. Çünkü araştırdığım ve çevirebildiğim kadarıyla Echenoz’a en çok
sorulan sorulardan biri: Biyografi kaydı mı tuttuğu yoksa roman mı yazdığı?
ve şu an bu satırları yazdığım bilgisayar dahil kullanılan ve hatta
kullanılması düşünülen birçok alet, Tesla’nın düşüncelerinden geçti. Tesla’nın
hayatını konu alan biyografik romanla ilgili birkaç söz söylemek isterken
“kitleleri” peşinden sürükleyen evlendirme programıyla giriş yapmamın sebebi
ise; ışık hızıyla bilimden uzaklaşan ve maalesef bunu marifet olarak gören
memleket insanının bir elektrik dahisini bile şaşkına çevirecek elektrik kavramına
dikkat çekmekti. Evet, Tesla doğduğu şehir Belgrad’ta şimşekleri ve kuşları
izleyerek büyüdü. “Hayatım roman olur” tarzında bir cümleyi kurmayacak kadar
kendini düşünmekten uzaktı ama Jean Echenoz onu ve hayatını, kelimeleri adeta
gerilla gibi kullanarak romanlaştırdı. Okuyucuyu bazen Tesla’nın yanına koyan
Echenoz, onun dostu olmanızı ve ona sahip çıkmanızı istiyor. Sonra okuyucuyu
alıyor ve Tesla’nın karşısında ona karşı bilenen bir düşman yapıyor. Birden
sokağın karşısındaki yabancı olan ve bir anda Tesla’nın kafasının içindeki
siste kaybolan okuyucu dilin karşısında diz çöküp kendini romana bırakıyor.
Biyografik romanın en riskli durumu böylece bertaraf edilmiş oluyor yazar
tarafından. Çünkü araştırdığım ve çevirebildiğim kadarıyla Echenoz’a en çok
sorulan sorulardan biri: Biyografi kaydı mı tuttuğu yoksa roman mı yazdığı?
Echenoz tereddüt etmeden: Romancı
olduğunu söylüyor. Tabii ki yazdığı hayatları esas alıyor ve onlardan
besleniyor ama ayrıntıları roman sanatıyla birleştirme becerisini gösteriyor.
Okuyucu Echenoz’un kalemine aldığı besteci Ravel, atlet Zapotek, dahi Tesla’nın
hayatlarını değil romanlarını okuyor. Bu yüzden sorgulamayı seven okuyucunun
kafasına takılabilecek “Acaba bu gerçek mi?” sorusuna karşı Echenoz okuyucunun
yakasından tutup sürükleyen ve hatta bazen küstahlaşan diliyle önlem alıyor.
olduğunu söylüyor. Tabii ki yazdığı hayatları esas alıyor ve onlardan
besleniyor ama ayrıntıları roman sanatıyla birleştirme becerisini gösteriyor.
Okuyucu Echenoz’un kalemine aldığı besteci Ravel, atlet Zapotek, dahi Tesla’nın
hayatlarını değil romanlarını okuyor. Bu yüzden sorgulamayı seven okuyucunun
kafasına takılabilecek “Acaba bu gerçek mi?” sorusuna karşı Echenoz okuyucunun
yakasından tutup sürükleyen ve hatta bazen küstahlaşan diliyle önlem alıyor.
Tesla’nın Dünyası
Romandaki adıyla Gregor (Tesla) sürekli bir şeyler icat eden ve
icat ettiği çoğu şeyin peşinden gitmeyen biri. Kibriyle, takıntılarıyla,
insanlardan olabildiğince uzak, kuşlara olabildiğince yakın bir hayat süren
Gregor’un davranışları dahi ilginçliğine ters düşmese de bilim dünyası
tarafından “şarlatan” damgası yiyip tarih kitaplarında sümen altı edilmesi
Echenoz’un da işaret ettiği gibi bu işte bir bit yeniği olabileceğini
gösteriyor.
icat ettiği çoğu şeyin peşinden gitmeyen biri. Kibriyle, takıntılarıyla,
insanlardan olabildiğince uzak, kuşlara olabildiğince yakın bir hayat süren
Gregor’un davranışları dahi ilginçliğine ters düşmese de bilim dünyası
tarafından “şarlatan” damgası yiyip tarih kitaplarında sümen altı edilmesi
Echenoz’un da işaret ettiği gibi bu işte bir bit yeniği olabileceğini
gösteriyor.
Edison‘un bağnazlığı ve tüccarlık kaygılarına rağmen bize sürekli bir
kurtarıcı olarak sunulması “resmi tarih” yazımında kullanılan kanı ve parayı
hatırlatıyor. Oysa Tesla olmasaydı bırakın şehri, her mahallenin yanında elektrik üreten bir santral olmak
zorunda olacaktı. Evet, alternatif akım sayesinde elektriğin üretildiği yerden
binlerce kilometre uzağa taşınması “şarlatan” damgası yiyen Tesla sayesinde
mümkün oldu. Peki, Stretosfer’deki elektriğin yeryüzünde kullanılması fikri? Bu,
şu demek oluyor: Bütün dünyayı saran bedava ve temiz enerji. Tabi ki fosil
yakıt üreticileri için bu aptalca bir fikir! Echenoz, okuyuculardan Tesla’nın
dünyasını hayal etmelerini istiyor ve ütopya gibi görünen gerçekleri nasıl
yakaladığını, nasıl o gerçeklerden uzaklaştırılıp deli yaftasına mahkum
edildiğini gösteriyor.
kurtarıcı olarak sunulması “resmi tarih” yazımında kullanılan kanı ve parayı
hatırlatıyor. Oysa Tesla olmasaydı bırakın şehri, her mahallenin yanında elektrik üreten bir santral olmak
zorunda olacaktı. Evet, alternatif akım sayesinde elektriğin üretildiği yerden
binlerce kilometre uzağa taşınması “şarlatan” damgası yiyen Tesla sayesinde
mümkün oldu. Peki, Stretosfer’deki elektriğin yeryüzünde kullanılması fikri? Bu,
şu demek oluyor: Bütün dünyayı saran bedava ve temiz enerji. Tabi ki fosil
yakıt üreticileri için bu aptalca bir fikir! Echenoz, okuyuculardan Tesla’nın
dünyasını hayal etmelerini istiyor ve ütopya gibi görünen gerçekleri nasıl
yakaladığını, nasıl o gerçeklerden uzaklaştırılıp deli yaftasına mahkum
edildiğini gösteriyor.
“Şimşekler” romanında komplo teorisi kokusunu takip ederken Tesla’ya
kızmamak elde değil. Çünkü Gregor (Tesla) kibriyle her şeyi alt üst edebiliyor.
Herkese üstten baksa da söz konusu para olunca hemen kanıyor veya kandırılıyor.
Okuyucu bu yüzden küresel isyanın eşiğinde okumayı sürdürmek zorunda kalıyor,
belki de yer yer Gregor’un başına gelenleri hak ettiğini düşünüyor. Aslında hakkı
olan ama umursamadığı maddi kaynaklardan yoksun kalan Tesla bir nevi “kendim
ettim kendim buldum” durumuna düştüğü zaman, roman çaresizce bitiyor okuyucu
için. Kahramanımız Gregor kendini göz
ardı ederek benliğine, okuyucunun hayallerine ve ütopik gibi görünen gerçek
olması mümkün dünyaya ihanet ediyor. Roman sonlandığında dünyanın en pahalı
benzini, elektriği, elektronik eşyası vesaire okuyucunun aklına geliyor ve
Tesla’ya sövüp “elektrik alamayan”lar toplumunu seyre dalıyor.
kızmamak elde değil. Çünkü Gregor (Tesla) kibriyle her şeyi alt üst edebiliyor.
Herkese üstten baksa da söz konusu para olunca hemen kanıyor veya kandırılıyor.
Okuyucu bu yüzden küresel isyanın eşiğinde okumayı sürdürmek zorunda kalıyor,
belki de yer yer Gregor’un başına gelenleri hak ettiğini düşünüyor. Aslında hakkı
olan ama umursamadığı maddi kaynaklardan yoksun kalan Tesla bir nevi “kendim
ettim kendim buldum” durumuna düştüğü zaman, roman çaresizce bitiyor okuyucu
için. Kahramanımız Gregor kendini göz
ardı ederek benliğine, okuyucunun hayallerine ve ütopik gibi görünen gerçek
olması mümkün dünyaya ihanet ediyor. Roman sonlandığında dünyanın en pahalı
benzini, elektriği, elektronik eşyası vesaire okuyucunun aklına geliyor ve
Tesla’ya sövüp “elektrik alamayan”lar toplumunu seyre dalıyor.
21 Kasım 2014 Cuma tarihli
Aydınlık Kitap ekinde yayımlanmıştır.
Aydınlık Kitap ekinde yayımlanmıştır.
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.