Türkiye’de kendisi gibi düşünmeyenlerin
de özgürlüklerini savunan insanların çok ama çok az olduğunu düşünürdüm hep. Bu
konuda özellikle Kürt sorunu
turnusol kağıdı görevindeydi benim için. Çünkü konu Kürt sorununa geldiğinde,
birçok arkadaşım da dahil olmak üzere konuştuğum insanların büyük bir kısmının
birkaç dakika önce kurdukları özgürlük temalı cümlelerin sonunu “ama”
tuğlalarıyla örülmüş duvarlar kaplıyordu.
de özgürlüklerini savunan insanların çok ama çok az olduğunu düşünürdüm hep. Bu
konuda özellikle Kürt sorunu
turnusol kağıdı görevindeydi benim için. Çünkü konu Kürt sorununa geldiğinde,
birçok arkadaşım da dahil olmak üzere konuştuğum insanların büyük bir kısmının
birkaç dakika önce kurdukları özgürlük temalı cümlelerin sonunu “ama”
tuğlalarıyla örülmüş duvarlar kaplıyordu.
Gezi
Parkı direnişinden sonra
ise gerçekten birçok şeyin değiştiğine inanıyorum. İnsanların otoriteyle aynı
görüşte değillerse nasıl ötekileştirildiklerini, nasıl bir anda terörist
damgası yediklerini görmeleri birbirlerini anlamalarını kolaylaştırdı. “Bilmem
kaç sene sonra mini etekliler üniversiteye giremeyecek” korkusundan dolayı türban yasağını desteklemek çelişkisi, yerini hep birlikte özgürce yaşama arzusuna
bıraktı. Otoritenin gerçek yüzünü gören halk, kardeşlik kelimesini şarkılarda,
şiirlerde bırakmadı ve direnerek hayata geçirdi.
Parkı direnişinden sonra
ise gerçekten birçok şeyin değiştiğine inanıyorum. İnsanların otoriteyle aynı
görüşte değillerse nasıl ötekileştirildiklerini, nasıl bir anda terörist
damgası yediklerini görmeleri birbirlerini anlamalarını kolaylaştırdı. “Bilmem
kaç sene sonra mini etekliler üniversiteye giremeyecek” korkusundan dolayı türban yasağını desteklemek çelişkisi, yerini hep birlikte özgürce yaşama arzusuna
bıraktı. Otoritenin gerçek yüzünü gören halk, kardeşlik kelimesini şarkılarda,
şiirlerde bırakmadı ve direnerek hayata geçirdi.
Bunlar iyimser bakış açısı değil, Gezi
Parkı ’ndaki insanların bana hissettirdikleridir. Direnişe katılanların büyük
bir kısmının böyle düşündüğüne inanıyorum. Elbette ki hâlâ kendisi gibi
düşünmeyenlere hak vermeyen ve sadece kendi düşüncesi otorite olsun isteyenler
de vardır. Böyle düşünenlere AKP
iktidarından önce de özgürlükler ülkesi olmadığımızı hatırlatmak isterim
sadece. Devleti yönetenler, yaptıklarından rahatsız olup kendilerine karşı
çıkanları susturmak yerine, onları dinleyip o rahatsızlığı ortadan kaldırmaya
çalışmadığı sürece tek değişen şey “kimlerin” daha özgür yaşayabileceği
olacaktır. Bu yüzden geriye değil de ileriye gitmeyi istemek ve bunun
anahtarının da saygı olduğunu unutmamak gerekir.
Parkı ’ndaki insanların bana hissettirdikleridir. Direnişe katılanların büyük
bir kısmının böyle düşündüğüne inanıyorum. Elbette ki hâlâ kendisi gibi
düşünmeyenlere hak vermeyen ve sadece kendi düşüncesi otorite olsun isteyenler
de vardır. Böyle düşünenlere AKP
iktidarından önce de özgürlükler ülkesi olmadığımızı hatırlatmak isterim
sadece. Devleti yönetenler, yaptıklarından rahatsız olup kendilerine karşı
çıkanları susturmak yerine, onları dinleyip o rahatsızlığı ortadan kaldırmaya
çalışmadığı sürece tek değişen şey “kimlerin” daha özgür yaşayabileceği
olacaktır. Bu yüzden geriye değil de ileriye gitmeyi istemek ve bunun
anahtarının da saygı olduğunu unutmamak gerekir.
Kazlıçeşme’deki teyzenin, amcanın bu sabah
otobüste, tramvayda yer verdiğimiz teyze, amca olabileceğini biz biliyoruz. Ama
o amcalar, teyzeler bu süreci, izlemeye alışkın oldukları televizyon
kanallarından takip ettikleri için bizi ortalığı yakıp yıkan, polise saldıran Ak Parti karşıtı insanlar olarak
görüyorlar. Bu yüzden derdi sadece AKP olanların, temelinde saygı, sevgi olan
bu direnişe gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Bizim istediğimiz, iktidardaki
partinin AKP, CHP, MHP ya da herhangi biri
olması veya olmaması değil, tüm halkına saygı duyması.
otobüste, tramvayda yer verdiğimiz teyze, amca olabileceğini biz biliyoruz. Ama
o amcalar, teyzeler bu süreci, izlemeye alışkın oldukları televizyon
kanallarından takip ettikleri için bizi ortalığı yakıp yıkan, polise saldıran Ak Parti karşıtı insanlar olarak
görüyorlar. Bu yüzden derdi sadece AKP olanların, temelinde saygı, sevgi olan
bu direnişe gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Bizim istediğimiz, iktidardaki
partinin AKP, CHP, MHP ya da herhangi biri
olması veya olmaması değil, tüm halkına saygı duyması.
Her ne kadar iktidardakilerin
açıklamaları ülkeyi %50 diyerek iki kutba ayırıyor ve bu iki kutbun
birbirlerinden nefret etmesine sebep oluyorsa da biz nefretten kaçmalıyız. Gaz bombalarına şarkılarla karşılık
veren insanlara karşı ellerine sopa alıp sokağa çıkanlar maalesef ki bu
nefretin boyutunu gösteriyor.
açıklamaları ülkeyi %50 diyerek iki kutba ayırıyor ve bu iki kutbun
birbirlerinden nefret etmesine sebep oluyorsa da biz nefretten kaçmalıyız. Gaz bombalarına şarkılarla karşılık
veren insanlara karşı ellerine sopa alıp sokağa çıkanlar maalesef ki bu
nefretin boyutunu gösteriyor.
Daha birkaç gün önce Eskişehir’de
binlerce direnişçiyle birlikte yürürken kolumdan birisi tuttu ve bağırarak “Neyi
protesto ediyorsunuz lan siz!” dedi. Dönüp yüzüne baktığımda gördüğüm şey,
sadece öfke ve nefretti. Cevap vermeden dönüp devam ettim yürümeye. Zaten bir
soru da sormamıştı. Keşke gerçekten soru sormuş olsaydı da cevap olarak “Öfkeyi,
nefreti, şiddeti” diyebilseydim… #dirensevgi
binlerce direnişçiyle birlikte yürürken kolumdan birisi tuttu ve bağırarak “Neyi
protesto ediyorsunuz lan siz!” dedi. Dönüp yüzüne baktığımda gördüğüm şey,
sadece öfke ve nefretti. Cevap vermeden dönüp devam ettim yürümeye. Zaten bir
soru da sormamıştı. Keşke gerçekten soru sormuş olsaydı da cevap olarak “Öfkeyi,
nefreti, şiddeti” diyebilseydim… #dirensevgi
**