theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt
Müzik
Grupların ve müzisyenlerin dört gözle beklediğim albümleri tek tek dijital ortamlarda yayınlanmaya başlandı. Bu kadar uzun süredir bekleyince dinlemenin heyecanı da bir başka oluyor.  Bahsettiğim gruplardan ilki Kam’dı. Kam, farklı gruplardaki performanslarıyla Türkiye’de yenilikçi ve çarpıcı ve hatta yer yer geniş hayran kitlelerine ulaşan müziklere imza atan gruplardan bildiğimiz müzisyenlerden oluşuyor. Son halinde ise Gevende’nin…
Müzik – mekân algısı genelde akustik bilimiyle alâkalı bir düşünce yaratsa bile sanırım 30-40 yıldır müziğin sunum ve aktarım şeklinde görsel olarak da etkili olan en önemli unsurlardan oldu. Özellikle video klip destekli müzik sunumlarının, dinleyici üzerindeki tüm algılarını iyi veya kötü yönde değiştirdi diyebiliriz. Müzikte görsel amaçlı video kliplerin mekân kullanımı her ne kadar…
J.J.Rousseau, uzaktan bakıştığımız, kendisine karşı mesafemi hiç kaybetmediğim, benim için  “Batıcılık” ve “Beyaz Avrupa”  felsefesinin sembol isimlerinden olmuştur.  “Toplum sözleşmesi” , “Bilim ve Sanatlar Üzerine” eserlerini uzun zaman önce okumuştum. Bu eserler için uzun uzun yorumlar yapabilirim ama bunlar karşılaşılmayan türden yazılar olmayacaktır. Bugün özellikle bahsetmek istediğim, şu an masamda duran ve yakın bir zamanda…
Özgür Atmaca’nın KalemKahveKlavye için kaleme aldığı Kentler ve Müzik serisinin diğer yazılarını okumak için TIKLAYIN. Tek başına şarkı olmayı başarmış bir kenti tasvir etmeye çalışmak anlamsız boş bir çaba gibi. Kulaklarımla gördüğümü yazıp sükûna bırakayım. Paris, yükseklere çıkıp baktığınızda düzlemde olan kentlerden. Bu düzlemde her şeyi görebildiğinizi düşünmek ise Paris hakkında duyulan tüm dramatik çıkarımları…
Son yıllarda mesaimin çoğunu müzik üzerine yazılmış ve en çok da yazılmamış kitaplar üzerine harcıyorum. Sunumlarımda, derslerimde ve tüm anlatımlarda müzik üzerine daha çok okumanın ve yazmanın bu alanda farklılık oluşturacağından bahsediyorum. Müzik okumalarında özellikle teknik ifadeler ve kişileri mekanikleştiren, biyografik tanımlamalardan sıyrılıp kurguya dayalı bir anlatım modelinin, kazanımları daha çabuk ve etkili gerçekleştireceğiyle alakalı…
1761 yılının sonlarına doğru Kasım ayının herhangi bir günüydü. Kalabalık, kaotik, ışıltılı bir yoldan geçtiğim kesindi ama bu yolculuğun nerede sonlanacağını hiç bilmiyordum.                                               Altı yaşında bir çocuğun zihninden süzüldüğümü bilemezdim. Sanırım beni önce çalmış, sonra çizgiler üzerine nota nota vücutlandırmıştı. Artık vardım. İlk olduğumu çok sonra öğrendim. İlk olmak güzeldir. O gün bunu anlamamıştım…
 Özgür Atmaca’nın KalemKahveKlavye için kaleme aldığı Kentler ve Müzik serisinin diğer yazılarını okumak için TIKLAYIN. İki karşı kıyı olan Buda ve Peşt, sade müziğini senfoniye dönüştürmüş, sakinliğin hüküm sürdüğü nadir kentlerdendir. Bunun en büyük sebebi, şehrin Buda denilen yakasının tarihi mimarisinin ve geleneksel yapısının, yaşayanlar tarafından hiç bozulmamış olması, halk şarkılarının ve şiirlerinin temsili gibidir.…
Özgür Atmaca’nın, üçüncü bölümünü Tuğba Keskinkılıç’la paylaştığı Kentler ve Müzik serisinin önceki bölümleri için: Kentler ve Müzik – I  | Kentler ve Müzik II : Roma Çoğu insan alıştığı kültürün dışına çıkmakta zorlanır. Yabancılar belki. Ama bazen duyduğun-gördüğün şey olağanüstü-dışıysa hayallerinin bile ötesine geçer. İlk kez gittiği kent, doğduğu topraklardan daha çok evinde hissettirebilir. Uzun…
15 49.0138 8.38624 arrow 1 arrow 1 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 0