Ayrıntı Akademi’de farklı ilgilere yönelik atölyeler devam ediyor.
Mehmet Emin Adanalı ile Çizgi-Roman Atölyesi
26 Mart Pazar: 14.00-17.00
beş hafta boyunca;
şaşırıp-eğleneceğiniz,
gülüp-ağlayacağınız;
sihirli bir evrene
yolculuğa
var mısınız?..
Şimdiye kadar hiç ilginiz olmadıysa bile, asla vazgeçemeyeceğiniz büyülü bir evreni keşfedecek, yeni bir hobi kazanacak ya da zaten hobiniz ise; farklı bir bakış açısına sahip olacaksınız…
Çizgi-Roman; sihirli bir evren… Görsel ifade biçimleri içinde; bireyle derin ve kişisel ilişki kuran bu hikaye anlatımını Tommiks/Teksas veya süperkahramanların çok ötesinde tadacaksınız;
politikadan-otobiyografiye, psikolojiden-tarihe ve daha bir çok alana okuyacağımız çizgi-romanlarla girip çıkarken, aklınıza gelebilecek her konuda zihninizde inanılmaz bir lezzet bırakacak şölene sizi davet ediyoruz. Eğer meraklısıysanız, Mehmet Emin Adanalı sizi; bu evrenin bilmediğiniz noktalarına götürecek; aşık olduğunuz bu anlatım biçimini hiç görmediğiniz bir açıdan keşfedeceksiniz.
Şimdiye kadar hiç ilginiz olmadıysa, inanın, asla vazgeçemeyeceğiniz büyülü bir evreni keşfedeceksiniz ve bu yolcululuk size yeni bir hobi kazandırmakla kalmayacak, dünyaya başka bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayacak. Şaşıracaksınız, eğleneceksiniz ve kimi zaman gülüp kimi zaman ağlayacaksınız. Ama beş hafta boyunca başka bir dünyaya adım atmaya hazır olun.
Atölye Başlangıç Tarihi: 26 Mart Pazar: 14.00-17.00
Atölye Süresi: 5 Hafta
Atölye Katılım Ücreti: 400 TL.
İletişim & Kayıt: 0532 3976587 – 0532 4244904
Atölye, en az 10 katılımcı ile açılır.
Nihan Kaya ile Edebiyat Okumaları
19 Mart Pazar: 14.00-17.00
Edebiyat-Psikoloji İlişkisi, Sanatsal Enerji…
“Kainat, atomlardan değil, hikâyelerden meydana gelmiştir.”
Muriel Rukeyser
Her şey ama her şey bir hikâyedir. Her cümle bir hikâyedir. “Bir adam bir evin önünden geçti” derseniz bu bir hikâyedir.
“Bir adam kırmızı bir evin önünden geçti” derseniz bu başka bir hikâyedir. “Kırmızı”, bir hikayedir çünkü. Her sözcük bir hikayedir.
Hayatla kurduğumuz ilişkiyi, sözcüklerle kurduğumuz ilişki belirler. Tanpınar’ın deyişiyle, “Önce sözcükleri öğreniriz; sonra birer birer manalarını” ve hayata dair öğrendiğimiz her şey, bir sözcüğün (dikey) anlamını yeniden, yeniden, giderek derinleşerek keşfetmek demektir.
Hikayelerle çevrili bir hayat süreriz ve kendi hayat hikayemizi kurmak, kuşatıldığımız hikayelere farkındalığımıza bağlıdır.
Kurmaca bu yüzden bize muhteşem olanaklar sağlar. Bir filmin hikayesi, bir romanın hikayesi, bir öykünün hikayesi, kendi hikayemizi yaratmamıza, kendimizle irtibat kurmamıza yardımcı olur.
Atölye Programı:
2 Nisan Pazar: 14.00-17.00
Samuel Beckett’ın Endgame (Oyunun Sonu) piyesi
Edebiyat ve Mutluluk ilişkisi
9 Nisan Pazar: 14.00-17.00
Herman Melville’in “Bartleby the Scrivener” (Katip Bartleby) öyküsü
Jung’un “Enerji” kavramı ve “Yaratıcılık”
Ömer Kokal ile Geziyoruz
2 Nisan Pazar 10.30
GALATA – KARAKÖY – TOPHANE
Galata ve Karaköy’ ü tek kelime ile anlatmak gerekseydi eğer, en uygun kelime “çeşitlilik” olurdu. Çeşitlilik, yüzyıllar boyunca bölgenin karakteri olagelmiş. Dinsel ve etnik çeşitlilik, bir taraftan bölgenin mimari ve kültürel kimliğini belirlerken, diğer taraftan renkli ve hareketli bir yaşamın ortaya çıkmasını sağlamış. İstanbul’a deniz yoluyla gelen malların yanı sıra, farklı halklar, adetler ve inançlar, kente ilk adımlarını burada atmışlar. O günlerden miras kalan ticari gelenek, günümüzde de tüm hızıyla sürüyor. Ticaret, sadece mal alım satımında değil, eğlenceden yeme içmeye kadar, keyfe hitap eden her alanda tüm canlılığıyla sürüyor. Anglikan Kilisesi, Arap Camii, Neva Şalom Sinagogu, Rus, Ermeni ve Türk Ortodoks Kiliseleri ise bölgenin inanç konusundaki canlılığını gösteriyor. Galata’dan, Karaköy’e uzanan rota, dünyevi isteklerle, manevi ihtiyaçları karşılayan mekanlarla dopdolu.
Tünel Meydanı’nda buluşmanın ardından gezimize Kırım Anglikan Kilisesi ile başlıyoruz. Son yıllarda yapılan yenilemelerle biraz olsun eski güzel günlerine dönen Serdar-ı Ekrem Sokağı ve buranın simge yapısı Doğan Apartmanı’ nı görüp Galata’ nın muhteşem manzaralı bir mekanında kahve molası veriyoruz. Burada İstanbul’ u kuşbakışı izleyip kentin genel coğrafyası hakkında bilgi alacağız. Galata’ nın tarihi sokaklarından Karaköy’ e doğru inerken Kamondo Merdivenleri ve Ceneviz Evi’ ni yakından görüp bölgenin ilginç tarihini dinleyeceğiz. Bir zamanlar buraları mesken tutan ancak ömrü giyotinle sonlanan şair Andrea Chenier’ in sıradışı yaşamını öğreneceğiz. Bir zamanlar surlarla çevrili Galata’ nın o ihtişamlı surlarından geriye kalanları görüp Arap Camii’ ni ziyaret edeceğiz. Yapılar arasına sıkışmış Fatih ve Rüstem Paşa’ nın yaptırdığı hanları ve Pargalı İbrahim’ in mütevazi camisini görüp yemek molası vereceğiz.
Yemekten sonra geçmişte yoğun bir Yahudi nüfusun yaşadığı Karaköy’ de tarihi bir sinagogta açılan Musevi Müzesi’ ni geziyoruz. Bu müze sayesinde çok konuşulan ama hakkında pek az şey bilinen Musevilik hakkında bilgiler alıyoruz. Ardından bir zamanlar Haliç girişini kapatan zincirin bağlandığı hisardan geriye kalan Yer Altı Camii’ ni görüyoruz. Bu cami sizi çok şaşırtacak. Karaköy’ ün eski ve yenilenen sokaklarına gizlenen Türk Ortodoks Kilisesi ve Rusların çatı kiliselerini görerek Tophane’ ye ulaşıyoruz. Mimar Sinan tarafından Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa için Ayasofya planına göre yapılan camiyi ve Tophane Meydan Çeşmesi’ ni görüp hikayelerini dinledikten sonra, son dönemlerde açılan güzel mekanlardan birinde vereceğimiz mola ile gezimizi noktalıyoruz.
BULUŞMA YERİ: TÜNEL MEYDANI
BULUŞMA SAATİ: 10:30
ÜCRET: 50 TL
(Müze giriş ve yeme-içme, ücrete dahil değildir)
Bu tur A-6546 Türsab belge nolu Geos Turizm’in organizasyonudur.