Sevilen yazar Aslı Perker, hüzünle kara mizahı harmanladığı yeni romanı Ayrılığın İlk Günü ile Epsilon Yayınevi’ne “Merhaba” diyor! Âşık olduğu adamdan ayrılmış bir kadının kalp ağrılarıyla dolu ilk gününü saat saat, ustalıkla kaleme aldığı romanında Perker okurlarını, aşka ve ilişkilere dair büyük bir hesaplaşmaya sürüklüyor.
Geniş bir okuyucu kitlesinin severek takip ettiği Aslı Perker, yeni romanı Ayrılığın İlk Günü ’nü Epsilon logosuyla okurlarla buluşturdu. Kadınlığın içsesiyle aşkın evrensel sancılarını buluşturan roman, zamana karşı yarışan ama zamana yenik düşmeyecek bir roman.
Ayrılığın İlk Günü; tutkuyla bağlandığı, yıkıcı, fedakarlıklar ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir ilişkiden kendi isteğiyle ayrılmasının ardından zorlu bir pazar sabahına uyanan başkahramanının iç hesaplaşmasını anlatıyor. Yüzeye çıkabilmek için önce dibe vurması gerektiğinin farkında olan başkahraman, gerçekleri acımasızca yüzüne çarpan içsesinin rehberliğinde kalbinin derinliklerine, geçmişine, kadınlığına ve yalnızlık korkusuna doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor.
Alt metninde güçlü feminist argümanlar taşıyan Ayrılığın İlk Günü, popüler kültür göndermeleriyle ise gülümsetiyor.
Ayrılığın İlk Günü ‘nden
Akıttın gece gece kalbine zehri. O an tekrar yaşanmış gibi titriyorsun. Çamaşır makinesinin önünde, elinde gömlek zangır zangır titreyerek ağlıyorsun. Zamanda yolculuksa, işte bu an o an. Teşvikiye Caddesi’nde yürümüyorsun da şu an evinin banyosunda, yerde oturuyorsun. Boğazında yumru mu desem, karnında bir yumruk mu? Oysa sen ne güzel geçinip gidiyorsunuz sanıyordun. Birlikte ne kadar eğleniyordunuz. Öyle sık sık arayıp sormuyordun. Neredesin lafını bir kez bile kullanmamıştın ve kendinle gurur duyuyordun. Erkeğini kontrol etmeyen, hem ona hem kendine güvenen kadın. İşin aslı o değil. İşin aslı, akşamları içi içini kemiren ama öyle değilmiş gibi davranan kadın. Yani aslında karşısındaki tarafından istenen kalıba sokulmuş bir kadın. Kıskanmamalısın, sahiplenmemelisin, bağlanmamalısın. Arayıp soramadın, “Bu ne?” diye. Zaten telefonda başka bir sürü şey uydurma ihtimali de var. Ayrıca yüzünü göremeyeceksin. Gözlerini mi kaçırdı, yoksa yalan söylediği zamanlarda yaptığı gibi burun delikleri mi kabardı. Ne kadar zor olsa da bekledin. Bir dahaki gelişini. O zamana kadar da biraz mesafeliydin, ama tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış. Fare miydi yoksa?
Aslı Perker’den Ayrılığın İlk Günü ‘ne Dair
“Ayrılığın İlk Günü” herkesin hayatında yaşamış olduğu bir gün. Günlerin en uzunu, en zalimi, en savunmasızı. İnsanın yoksunluk ve değersizlik duygularıyla baş etmeye çalıştığı yirmi dört uzun saat. Her dakikasının kalbi delip de geçtiği. Bunu ben de bir kadın olarak yaşadım. Yaşayan kadın arkadaşlarımı gördüm. Bütün o dertleşmeler bu romana ilham oldu.
Dünyanın kendi etrafında değil de acımızın etrafında döndüğü günü anlatayım dedim. Bazen üzüldüm bazen de güldüm yazarken. Yazmak bana iyi geldi. Umarım okuyanlara da iyi gelir. Ne de olsa her ayrılıktan öğreneceğimiz şeyler var.