Arte Yayınları Kasım 2022’yi iki yeni kitapla karşılıyor: Zeynep Çavdar Öznur’dan Döngü ve Banu Mumcuoğlu’ndan Şüphe Atlası: Çözülme.
Zeynep Çavdar Öznur, Döngü
Yıllarca saklanan sır bir gece aniden ortaya saçılınca neler olur? Öğrenilen yeni gerçekle eski düzen aynı kalabilir mi yoksa değişim gerekli midir? Yaşadığımız hayat bir anda değişip kendimizi ailemizin sonsuz döngüsü içinde bulduğumuzda buradan çıkış yolu var mıdır? Döngü, işte tüm bu sorulara yanıt arayan bir roman. Daha kendini tanıyamadan anne olan, çocuklarını yalnız başına büyütmek zorunda kalmış Serpil, hayatını ikizi Aysel'in gölgesinde yaşamak zorunda kalan Nihal ve bütün bunlardan habersiz Leyla. Ortada ise yıllar boyu saklanan sır. Saklanan açığa çıktığında ise hiçbirinin hayatı aynı kalmayacaktır. Ailenin döngüsünü kırmayı Leyla başarabilecek midir?
**
“Yıllardır kapalı kapılar ardında yaşamış bir beden, kapana kıstırılmış bir ruh onu tutan ipleri kendi elleriyle kesip bir anda özgürleşirse, hiç bilmediği bir dünyaya adım atarsa ne hisseder?” “Ne kadar kaçarsan kaç acıdan kaçamazsın. Acıdan kaçılmaz. Öğrenilecek derslerin vardır bu hayatta. Rastgele bir annenin rahmine düşersin, orada güven içinde büyürsün. Sonra zorlukla, acılar içinde doğarsın. Annen seni babanla tanıştırır. Seni sevme kapasiteleri vardır, kimi seni çok sever, uzun yıllar beklemiştir hasretle. Kimisi şaşkındır aslında hiç anne baba olmak istemezken kendini bir anda doğumhanede sancılar içinde buluvermiştir. Kimisine sürpriz olmuştur ama o sever yine de bağrına basar seni. Kimisi de hiç sevmez, sever gibi yapsa da içten içe bilirsin sevilmediğini, istenmediğini. Seni bildikleri doğrultuda, kendi gerçeklerine göre büyütürler. Her aşamada sevgi olmalıdır; ya yoksa. Annen seni bu yolun en başında bırakıp gitmişse. Hayata karşı en savunmasız olduğu yaşta yalnız kaldıysan hayatının geri kalanı nasıl şekillenir?”
Banu Mumcuoğlu, Şüphe Atlası: Çözülme
İçinde aşırılığın büyümesine izin verme, demiş Hesiodos. Aşırılık kurban eder çünkü kalbi ruha. İnsanoğlu aşırılığa yatkındır ve onu sürükleyen ip daima meraktır. Sorularımızın cevaplarını arıyoruz hepimiz. Bu hikayede de dert soruları sormak aslında. Mutlu olmak için tercihler yapmak üstüne belki. Tercihleri aldanışlara mı bağlamalı yoksa farkındalıklara mı? Her biri yaratıcı, her biri zeki, her biri insan: Azra, Haluk, Seren ve Deniz. Her biri bir tercih. Soru hangimiz Azra, kaçımız Haluk, kim Seren ve ne kadar Deniz?
“Azra kıpırdayamıyordu. Burnunun ucunu yavaşça saçlarına gömmüş bu adamdan kaçamıyordu. Deniz konuştukça kocaman bir hayal dünyasına hapsolmuş ama bu gönüllü tutsaklık devam etsin isterken buluyordu kendini. Deniz’in fethedeni kendi hayaletiydi demek. Kalbinden havalanan kelebekler midesine hücum ederken korkunun, hayatın, evliliğinin çok uzağında hissediyordu yine kendini.”









