8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya Dünya Emekçi Kadınlar Günü; başına ne getirildiğinden çok bu özel günün köklerini bilerek veya bilmeyerek bir çiçeğe, bir yüzüğe veya kadınları “hediye alınarak mutlu edilmesi gereken” bir konuma oturtacak herhangi bir algı yerine tarihsel köklerini bilmek gerektiğini düşünüyoruz elbette.
Tarih, malum: 8 Mart 1857. New York’ta uzun iş saatlerinin ve insanlık dışı çalışma koşullarının normalleştirilmesi için greve başlayan 40 bin dokuma işçisi, polislerin müdahalesiyle fabrikada kapalı kalır. Fabrikada yangın çıktığında kilitli kalanlardan 129 işçi hayatını kaybeder, dolaylı olarak katledilir aslında. Örtbas edilmeye çalışılsa da başarılı olmayan ve toplumsal bir tepki/destekle karşılık bulan olaydan 53 yıl sonra, 1910’da, Clara Zetkin’in 2.Enternasyonel konuşmasında ölen işçileri anması ve bu günü “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması çağrısı karşılık buldu.
Biz de bu anlamlı günün köklerine yaraşır bir Türkçe kitaplar ve arka kapak yazıları derlemesi yapmak istedik. Kadın hakları, kadın hareketleri, kadın algısı, feminizm konularına farklı açılardan ve türlerden bakan bu derleme haricinde ek bağlantılar da verdik. Her kitabın satın alma bağlantısına gitmek için başlığa tıklayabiliriniz.
Siz de burada olması gerektiğini düşündüğünüz eksikleri yorum olarak bırakmayı unutmayın.
“Şusu olmayana kadın demem, bunu yapan kadın güzelliği,” gibi küstah cahilliklerin geride kalacağı, “Kadın olunmaz, kadın doğulur” şiarının özümseneceği bir ülke, bir dünya dileğiyle.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
Kurtlarla Koşan Kadınlar / Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler, Clarissa P. Estes, Ayrıntı Yayınları
Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf, İletişim Yayınları
Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler Serisi, Elena Favilli, Francesca Cavallo, hep kitap
hep kitap etiketiyle Türkçeye kazandırılan serinin yeni kitabı da geçtiğimiz hafta yayımlandı.
Denizlerin derinliğinden ormanların kuytusuna, savaş meydanlarından şaşaalı saraylara, hastanelerden gökyüzünün sonsuz maviliğine, dünyanın ve zamanın her köşesinden kendilerine dayatılan kurallara ve geleneklere isyan etme gücü bulan kadınların hikâyeleri bunlar. Prenslerini bekleyen değil, kaderlerini ellerine alan prenseslerin hikâyeleri… Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler; yüz asi kadının, Sally Nixon, Cristina Portolano, Sarah Wilkins, Barbara Dziadosz gibi dünyanın dört bir yanından altmış asi kadın tarafından çizilen olağanüstü illüstrasyonlarla renklenmiş hayatları… Bildiğimiz dünyanın bilmediğimiz gerçekleri… Ödüllü yazarlar Elena Favilli ve Francesca Cavallo, olağanüstü yüz kadının maceralarından derledikleri masalsı gerçeklerle, okuyucuları keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
Günün herhangi bir anında açıp okuyacağınız, elinizin altında bulunduğunda kendinizi iyi hissedeceğiniz, kızınıza anlatacağınız gerçek hayat hikâyelerinin masalsı versiyonu. Nesilden nesile annelerin kızlarına hediye edebileceği, ilham verici bir kitap. Aslında bir çocuk kitabı olarak tasarlanan çalışmayı, hep kitap “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde her yaştan genç kıza bir hediye” olarak yayımlıyor.
Her şeye rağmen hayallerinin peşinden gidip yazmaya devam etmek mi zor, en zorlu zirvelere çıplak elle tırmanmak mı? Kartal beslemek mi daha zor, laboratuvardan çıkmadan yeni formüller keşfettiğin halde adını bile geçirmeyen insanlarla mücadele etmek mi? Savaşın orta yerinde insanları kurtarmak mı zor, yoksa bir korsan gemisinde dalgalarla boğuşmak mı? Söz konusu dünyanın asi kızlarıysa tabii ki hiçbiri!
Agatha Christie, Alice Ball, Audrey Hepburn, Beatrix Potter, J.K. Rowling, Nadya Murad, Nefertiti, Sappho, Selda Bağcan ve niceleri. Hayatta prenses değil, kahraman olmayı seçmiş, bütün engellerin üstesinden gelmeyi başarmış yüz kadın! Dünyanın dört bir yanından elli kadın illüstratörün çizimleriyle görsel bir şölene dönüşen hayatlar. Elena Favilli ve Francesca Cavallo’nun yazdığı, ilk kitabıyla her yaştan kız ve erkeğin baş ucunda yerini alan, haftalarca çok satanlar listelerinden düşmeyen Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler macerası kaldığı yerden devam ediyor!
Unutma: “Umut sensin, güç sensin. Geri adım atmazsan, herkes ilerler.”
Cinsiyet Belası Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi, Judith Butler, Metis Yayınları
1990’da yayımlandığında feminist kuramda ve toplumsal cinsiyet araştırmalarında çığır açan, queer kuramın öncü metinlerinden sayılan Cinsiyet Belası nihayet Türkçede.
Judith Butler’ın cinsiyetin ne ölçüde “doğal” olduğunu sorgulayarak cinsiyetin performatif yapısına dair kışkırtıcı savını ilk kez ortaya koyduğu bu metin, birbiriyle bağlantılı pek çok tartışmayı birden barındırıyor: Feminist düşünce ve hareketin temeli olarak görülen “kadın” kimliği hangi varsayımlarla mümkündür, ne ölçüde tutarlı ve istikrarlıdır? Cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve arzu arasında belirli bir süreklilik varsaymak kimlik politikalarına nasıl kısıtlamalar getirir? Cinsel farklılığın oluşumuna dair yapısalcı psikanalitik değerlendirme,
Freud’un melankoli kuramıyla harmanlanarak yeniden ele alındığında ortaya nasıl bir tablo çıkar? Beden yüzeyindeki toplumsal cinsiyet iz ve imlerinin uyumsuz, çakışan, çatışan, kargaşaya yol açan türden birliktelikleri yoluyla “cinsiyet belası” çıkarmak, toplumsal cinsiyetin hüküm süren kısıtlamalarından bir nebze olsun özgürleşmek mümkün müdür?
Levi-Strauss, Freud, Lacan, Irigaray, Wittig ve Kristeva’nın metinlerine yaratıcı bir eleştirel okuma getiren, Foucaultcu yaklaşımından Foucault’nun kendi metinlerini bile muaf tutmayan Butler’ın bu başyapıtının yalnızca muhafazakâr çevrelerde değil, özgürlükçü oluşumlarda da karşımıza çıkan homofobi ile mücadele için sağlam bir araç olacağını ümit ediyoruz.
Kitaptan bir parça okumak için tıklayın.
Feminizm Herkes İçindir – Tutkulu Politika, Bell Hooks, BGST Yayınları
“Feminizm Herkes İçindir”de bell hooks, popüler kültürde ve medyada feminizm hakkında üretilen yanlış tanımların üzerine gidiyor. Feminizmin yalnızca “erkek karşıtlığı” olduğu yönündeki önyargıları kırmayı amaçlıyor. Bizlere feminizmin, “cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir hareket” olduğunu hatırlatıyor. bell hooks, kadın dayanışmasını hayata geçirebilmek için kadınlar arasındaki iktidar ilişkilerini tartışmaya açıyor ve erkekler kadar kadınları da cinsiyetçi pratikleriyle yüzleşmeye davet ediyor. Feminizmi ırk, sınıf ve etnisite bağlamında yeniden ele almayı öneriyor.
Her birimiz doğduğumuz andan itibaren cinsiyetçi düşünce ve eylemi kabul etmeye yönlendiriliyoruz. Kurumsallaşmış cinsiyetçiliği sonlandırabilmek için değişime önce kendimizden, kendi hayatlarımızdan başlamamız gerekiyor. Elinizdeki kitap, kimsenin kimseye hükmetmediği, eşit, özgür ve adil bir dünya yaratabilmek için herkesi ve her kesimi feminizme yaklaşmaya çağırıyor.
Feminizm, Anne-Charlotte Husson, Thomas Mathieu, Karakarga Yayınları
20.yüzyılda yaşanan önemli gelişmelere rağmen feminist mücadele gündemdeki yerini koruyor. Angela Davis’ten, Simone de Beauvoir’a farklı isimlere başvuran bu çizgi roman, iz bırakan slogan ve olaylarla bu hareketin aşamalarını ortaya koyuyor ve bu sayede cinsiyet, kadına karşı şiddet, kesişimsellik ve queer kuram gibi anahtar kavramları açıklıyor.
Feminizm adlı çizgi roman, dil bilimleri konusunda doktorasını tamamlayan ve Université Paris 13’te cinsiyet ve feminizmle alakalı söylemlerin analizi konusunda dersler veren yazar Anne-Charlotte Husson ile klasik cinsiyetçilik ve tacize maruz kalmış kadınların tanıklıklarını çizgi roman haline getirdiği bloguyla hem feminist çevreler hem de büyük kitleler tarafından tanınan başarılı bir çizer Thomas Mathıeu’nun ortak eseri.
Cariyeler,Bacılar,Yurttaşlar, Deniz Kandiyoti, Metis Yayınları
Ülkemizde Kadın Araştırmaları’nda son yıllarda kuşkusuz çok yol alındı. Ancak bu araştırmaların toplumbilim çalışmalarına getirebileceği eleştirel bakışı gözardı eden zihniyetin aşıldığı söylenemez.
Deniz Kandiyoti’nin 1975-1995 yılları arasında yazdığı yazılardan seçmeleri içerenCariyeler, Bacılar, Yurttaşlar bu alanda çok önemli açılımlar getiriyor. Kırsal/kentsel dönüşümün cinsiyet rollerine etkisi; Kemalist feminizmin anlamı; cinsiyet rollerinin milliyetçilik, devlet ve İslam bağlamında sorgulanması; erkek kimliklerinin toplumda iktidar ve egemenliğin kurumsallaşmasıyla bağlantısı; ataerkilliğin kadınların yanı sıra erkekler üzerindeki baskıcılığı; “kadın” terimi yerine önerilen “toplumsal cinsiyet” kavramının olanakları; bu kavramın “modernlik” anlayışları çerçevesinde irdelenmesi gibi pek çok konuyu tartışmaya açıyor.
Cariyeler, Bacılar, Yurttaşlar Kadın Araştırmaları alanında çalışma yapanların yanı sıra, Türkiye’deki değişen dinamikleri kavramaya çalışan okurların da ilgisini çok çekecek değerli bir kaynak.
Simone de Beauvoir, Tüm Kitapları
Farklı türlerde kalem oynatıp çok sayıda eser verse de tüm metinlerinde kadınların varoluşuna, toplumdaki kadın algısına, kadınların kendilerini gerçekleştirme yolunda gerek kendilerine bakışları, gerek baskı unsurlarına karşı vermeleri gereken mücadelelerine dair en kapsamlı ve derli toplu notları düşen, modern feminizmin temellerini kuran Simone de Beauvoir’nın tüm eserleri gerek feminizm ve kadın hakları okumaları gerek edebi okumalar için mutlaka okunması gerekenler listesinde. Türkçede yayımlanmış kitaplarını bulacağınız BU BAĞLANTI haricinde konu özelinde öncelikle okumak istenileceğini düşündüğümüz kitaplar şöyle:
Kadın 1 – Genç Kızlık Çağı
Kadın 2 – Evlilik Çağı
Kadın 3 – Bağımsızlığa Doğru
Olgunluk Çağı 1
Olgunluk Çağı 2
Yapabilirsin, Tuluhan Tekelioğlu, Karakarga Yayınları
Kendi hayatının iplerini eline almış; cesur, güçlü ve üretken dokuz kadının hikâyeleri Tuluhan Tekelioğlu’nun Yapabilirsin adlı yeni kitabında bir araya geldi. Kitapta kendisine dayatılanı değil, kendi seçtiği hayatı yaşayan ve geleneksel rollerden sıyrılmış kadınların ilham veren başarı hikâyeleri yer alıyor.
Kitapta yer alan kadınlar ve öyküleri kısaca şöyle:
-2016 Paralimpik Olimpiyatları’nda dünya rekoru kırarak halter şampiyonu olan Nazmiye Muslu Murat,
-Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kuran ve kadına karşı şiddet sorununu anlatan “Yün bebek” adlı ödüllü filmini yazıp yöneten Ümmiye Koçak,
-Hemşirelik okurken İstanbul Hukuk Fakültesi’ni kazanan ve bugün Türkiye’nin en çok tanınan avukatları arasında yer alan Altın Mimir,
-Ev hanımıyken girişimciliğe başlayan ve kaz yemeğini turizme kazandıran Nuran Özyılmaz,
-Ailesinin itirazlarına rağmen Türkiye’nin ilk kadın F16 pilotu olan Berna Şen Özmen,
-2010 yılında “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nu kuran Gülsüm Kav,
-Adıyaman Fevzi Çakmak Ortaokulu’nda müzik öğretmeni olan ve engelli öğrencilerin de içinde bulunduğu 400 kişilik bir orkestra kuran Ece Apaydın,
-Zeytin toplayarak geçimini sağlayan ve köy evlerinin dış cephelerine graffiti yapan Nuran Erden,
-Türkiye’de üretimi olmayan propolisi kendi temin eden ve Türkiye’nin ilk yerli propolisini bir dünya markası haline getirmek için SBS Bilimsel BioÇözümler’i kuran Aslı Elif Tanuğur.
Tekelioğlu’nun aynı adlı belgesel filmi, 20. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde gösterilmiş ve oldukça beğeni kazanmıştı.
Yapabilirsin, iyimserlik, tutku ve cesaret aşılayan bir kitap.
Suat Derviş: Efsane Bir Kadın ve Dönemi, Liz Behmoaras, Doğan Kitap
“Aristokrat bir Osmanlı ailesinin kızı, Osmanlı Devleti’nin son, Cumhuriyet’in ilk yıllarının en önemli kadın gazetecilerinden…
Romanları beğenilip birçok yabancı dile çevrilen Türk yazarı ve dillere destanFosforlu Cevriye’nin yaratıcısı…
Nâzım Hikmet’in ilk aşkı, Türkiye Komünist Partisi Teşkilat Sekreteri Reşat Fuat Baraner’in eşi, kendisi de parti içinde faal bir militan, birkaç kere evlenmiş, güzel ve ‘çapkın’ bir kadın…
Bunlardan daha çok hangisiydi Suat Derviş?
Son Osmanlı aydınlarından hümanist Suat Derviş, Cumhuriyet’ten sonra, ideallerini ancak solda gerçekleştireceğine inanmış bir kadındır. Ancak, hiçbir ideolojiye, hiçbir akıma, hiçbir sınıfa tamamıyla hapsolmayı kabul etmeyecek kadar bağımsız ve bunun bedelini sonuna kadar ödemeyi göze alacak kadar da cesurdur…
Bu kitap, onun hikâyesi…”
Ayrıca Bakınız: Yıldızları Seyreden Kadın Suat Derviş Edebiyatı, Günseli Sönmez İşçi, İthaki Yayınları
Simone de Beauvoir Aramızda, Julia Kristeva, Sel Yayıncılık

Kadınlık mı? Annelik mi?, Elisabeth Badinter, İletişim Yayınları
Kitaptan Anneler, onlara her şeyi borçlusunuz! adlı bölümü okumak için tıklayın.
Ütopyanın Kadınları Kadınların Ütopyası, Yasemin Temizarabacı Yıldırmaz, Sel Yayıncılık
Kendine Ait Bir Kalem – Kadın Yazını Üzerine, Nil Sakman, İthaki Yayınları
Nil Sakman, Kendine Ait Bir Kalem’de neredeyse yok sayılan ve Kanon dışında bırakılan Kuruluş Dönemi kadın yazınını derinlemesine ele alıyor. Batı edebiyatından kadın yazarların eserlerinin de incelendiği çalışmada iktidar ve toplumsal cinsiyet rollerinin edebiyatta nasıl tezahür ettiği, deneyim ile edebi üretim arasındaki çetrefil ilişkinin “yazan kadın” bağlamında ne anlama geldiği ve erk olanın “meşru” ve “nitelikli” alanı işgalini mümkün kılan pratikleri disiplinlerarası bir anlayışla inceleniyor. Kadın yazınının, bu “meşru” ve “nitelikli” alanın neresinde olduğuyla ilgili derinlemesine bir tahlil yaparken olması gereken yeri ve engelleri belirtmekle kalmıyor; “erkekegemen” üslup ve yazınla belirlenen sınırları aşındırma yollarını sunuyor. Bunu özellikle Kuruluş Dönemi yazarlarının eserlerinden örneklerle gerçekleştiriyor.
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu, Valerie Solanas, Sel Yayıncılık
Feminist Teori, Josephine Donovan, İletişim Yayınları
Kadının Görünmeyen Emeği, Gülnur Acar-Savran, Nesrin Tura Demiryontan, Yordam Kitap
Demokrasinin Cinsiyeti, Anne Phillips, Metis Kitap
Liberal olsun, cumhuriyetçi olsun, bu yüzyıla damgasını vuran demokrasi anlayışlarının temeli erkektir. Cinsiyetten arınmış gibi sunulan “insan” ve “birey” kavramları kuramda da, pratikte de erkeğe işaret eder. Feminizm bu aldatmacaya meydan okudu; politikanın alanı sayılan kamusal alanla, politika dışı tutulan özel alan arasındaki sınırları sorguladı. “Özel olan politiktir” savıyla, en azından kuramsal düzeyde demokrasinin alanının genişlemesine çok önemli bir katkıda bulundu.
Ama pratikte nereye varıldı? Demokrasi, toplumsal cinsiyet olarak kadınları da içerecek şekilde dönüştürülebilir mi? Anne Phillips, farklı demokrasi anlayışları ve alternatif politikaların kadınları nasıl konumladığını sergiliyor. Biçimsel eşitlik ile toplumsal eşitlik, temsil ile doğrudan katılım kavramları arasındaki gerilimi tartışıyor. “Heterojenliği ve farklılığı tanıyabilen, ama her birimizi yalnızca bir yönle tanımlayan bir özcülüğe teslim olmayan, yeni bir politik dil bulmak zorundayız,” diyor.
EK: Bir Muhalif Kadın: Yaşar Nezihe
Yaşar Nezihe henüz popüler edebiyat yayıncısının ve okurunun ilgisini çekmedi; Tomris’in başına gelenleri görüp “Nazım Hikmet’in İlk Aşkı”na indirgenmesinden endişelenmiyor değiliz tabii, belki böylesi daha iyidir. Yine de özellikle Türkiye’de kadın hakları ve muhalif kadınlar tarihine bakacaksak Yaşar Nezihe’yi bilmek gerek.
Kendi imzasıyla 1915 ve 1924 tarihlerinde çıkan iki kitabı haricinde Yaşar Nezihe ile ilgili kaleme alınmış iki kitap var; BİRİSİ neredeyse hiç ilgi görmemiş, DİĞERİYSE fi tarihinden -baskısı yok. Bir de İbnülemin Mahmut Kemal’in Son Asır Türk Şairleri’nde adı geçer. Sonradan “Bükülmez” soyadını da alan Yaşar Nezihe’ye dair iki güzel ve kapsamlı yazıya da yer vermek gerek. BURADA ve BURADA.
Ayrıca bakınız:
Bir Hürriyet Aşığından Ahlak Dersleri “Temiz Kadın-Habis Kadın” | Bilge Ulusman
Vazgeçmiş Bir Kadınınkinden Büyük Yorgunluk Yoktur: Jean Rhys Üzerine | Koray Sarıdoğan
Sana Bilmediğin Bir Tomris Uyar Anlatayım mı? | Çağla Özden
Şimdi Gelini Öpebilirsin | Çağla Özden
İletişim Yayınları Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Dizisi
Metis Kitap Kadın Araştırmaları Dizisi
Sel Yayıncılık Kadın Kitaplığı
Sel Yayıncılık LGBT Kitaplığı ve Queer Düş’ün Serisi
Yordam Kitap Kadın Kitapları Dizisi