theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt

Yara · Kişisel Yaralar, Ortak Hikâyeler

29 Eylül 2025
0 Okunma

Özlen Alpaslan’ın Karakarga Yayınları’ndan çıkan üçüncü romanı Yara, bireysel yaralarımızın en kişisel göründüğü yerde aslında ne kadar ortak olduklarını hatırlatıyor.

Yarım (2022) ve Mahalle’nin (2023) ardından kaleme aldığı bu romanda, yazar, odağını bireyin iç dünyasına çeviriyor. Romanın merkezinde, “Ben nereye aitim?” sorusunun peşinden giden İpek var. İstenmeden doğmuş olmanın yükünü, sevilme açlığını ve yalnızlıkla geçen yılları taşıyan bu karakter, çocukluktan yetişkinliğe uzanan bağlanma yaralarının izlerini sürüyor.

Alpaslan, incelikli diliyle terapi odasında başlayan bu hikâyeyi Valikonağı’na, aile sofralarına, evlilik ilişkilerine ve şehrin kalabalık yalnızlıklarına yayıyor. İpek’in Mahir’le yaşadığı aşk, yalnızca romantik bir ilişki değil; aidiyet, kayıp ve kendi yaralarını sarma mücadelesiyle örülü bir varoluş sınavı.

Kişisel Yaralar, Ortak Hikâyeler

Yara, okuru bir kadının içsel yolculuğuna davet ederken, bireysel yaraların toplumsal izdüşümlerine de dikkat çekiyor. Çocuklukta öğrenilen sevgi ve kabul biçimlerinin yetişkinlikte tekrarlandığını gösteriyor. İpek’in suskunlukları, ödünleri ve arayışları; modern insanın “biz” uğruna “ben”i feda etme hâline ayna tutuyor. Özlen Alpaslan’ın ifadesiyle, “İnsan, insanı yarasından tanıyor.” Roman, tam da bu yüzden okurda güçlü bir yankı uyandırıyor.

Yara · Aidiyet ve Yüzleşme Üzerine Bir Roman

Yazar, bireysel travmaların toplumsal bağlamdan bağımsız olmadığını hatırlatırken, kendi sesini de cesurca duyuruyor. İpek’in hikâyesinde bir terapi süreciyle açılan yaralar kadar, sevgiye duyulan özlem, kadınların toplumda görünmez kılınması ve içsel yüzleşmenin dönüştürücü gücü de öne çıkıyor. Yara, yalnızca bireysel bir öykü değil; aynı zamanda kadınların kendi hikâyelerinin başrolünü üstlenme çağrısı.

Yorum 0

    Cevapla

    15 49.0138 8.38624 arrow 0 bullet 0 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 4000 1