theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt

Duygular Üzerinden İnsanlık Tarihi · Akıl Çağından Hisler Çağına

5 Kasım 2025
17 Okunma

Richard Firth-Godbehere Duygular Üzerinden İnsanlık Tarihi kitabında insanlık tarihini alışılmış akıl merkezli anlatıdan çıkarıp hislerin sahasına taşıyor. Ona göre insan, düşünen bir varlıktan çok hisseden bir varlık; uygarlığın yönünü belirleyen de çoğu zaman akıl değil, duyguların kolektif gücü.

Diplomat Yayınları tarafından Selim Sezer’in çevirisiyle yayımlanan kitap, duyguların biyolojik sabitler değil, toplumsal ve kültürel inşalar olduğunu savunuyor. Antik Yunan’dan modern Amerika’ya, Japonya’dan Osmanlı’ya kadar uzanan geniş bir tarihsel yelpazede duyguların nasıl biçim değiştirdiğini anlatıyor. Firth-Godbehere, tarih boyunca “korku”, “öfke”, “aşk” ve “utanç” gibi temel duyguların her dönemde farklı tanımlandığını, bu tanımların da din, siyaset, bilim ve sanatı şekillendirdiğini gösteriyor.

Yazarın yaklaşımı, duyguları insan eylemlerinin “yan ürünü” olmaktan çıkarıp onları bizzat tarihin aktörleri haline getiriyor. Korkunun imparatorlukları yıktığı, sevginin devrimleri tetiklediği, tiksinmenin dini yasakları belirlediği bir tarih okuması bu. Firth-Godbehere’in güçlü yanı, akademik derinliğiyle sürükleyici bir anlatıyı dengelemesinde yatıyor. Alanındaki araştırmaları popüler bir dille aktarıyor ama yüzeyselliğe de düşmüyor.

Bir Disiplinin Doğuşu: Duygular Tarihi

Kitap aynı zamanda son yıllarda yükselen “duygular tarihi” alanına da bir giriş niteliğinde. Firth-Godbehere, bu disiplinin kavramsal çerçevesini oluştururken “duygusal rejim”, “duygusal emek”, “duygusal topluluk” gibi kavramlara yer veriyor. Örneğin Viktorya dönemi İngiltere’sinde erkeklerin duygularını bastırmasının, ya da Orta Çağ’da korkunun dini kontrol aracı haline gelmesinin yalnızca bireysel psikolojiyle değil, o toplumların “duygusal rejimiyle” açıklanabileceğini söylüyor.

Bu bakış açısı, duyguların politik kullanımına da yeni bir yorum getiriyor. Yazar, iktidarın korkuyu nasıl yönettiğini, umudu nasıl araçsallaştırdığını inceliyor. Korku, itaat üretmek için; umut, aidiyet kurmak için kullanılıyor. Duygular böylece toplumsal yapının hem malzemesi hem de çimentosu haline geliyor. Modern çağın dijital dünyasında bile bu mekanizmaların değişmediğini belirten Firth-Godbehere, sosyal medyadan siyasete kadar her alanda duyguların manipülasyon gücünü sorguluyor.

Duygular Üzerinden İnsanlık Tarihi, insanlık tarihine duyguların gözünden bakmanın sadece geçmişi anlamak değil, bugünü çözümlemek için de bir gereklilik olduğunu hatırlatıyor. Duyguların geleceğini tartışırken, yapay zekâ ve nörobilim gibi alanların “hissetmeyi” taklit etmeye çalıştığı bir çağda yaşıyor olmamızın da altını çiziyor.

Duygular Üzerinden İnsanlık Tarihi · Bir “Hissetme Tarihi”

Firth-Godbehere’in iddiası net: İnsanlık tarihi, duyguların tarihidir. Bu kitabı okuduktan sonra, savaşların, devrimlerin, icatların ardında yalnızca rasyonel hesapların değil; korku, öfke, umut ve merhamet gibi temel hislerin de bulunduğunu fark ediyorsun. Yazar, akademik ama samimi bir üslupla okuru hem bilgiyle hem sezgiyle düşünmeye davet ediyor.
Belki de en büyük katkısı şu: Duygulara tarihsel bir bağlam kazandırarak, “hissetme biçimimizin” bile değişebileceğini gösteriyor. Bu farkındalık, insanı hem daha alçakgönüllü hem de daha sorumlu kılıyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için TIKLAYIN.

Yorum 0

    Cevapla

    15 49.0138 8.38624 arrow 0 bullet 0 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 4000 1