Ölüleri saklamanın bir yolu ve anmanın bir ifadesi olarak kemiklerden inşa edilmiş binalar ve sergilenen iskeletler, dünyanın birçok yerinde bulunabiliyor.
İnsanın ölüme karşı takındığı tavır çoğunlukla korkuyla ilişkilenmiş, bunun bir uzantısı olarak da ölülere saygı göstermek, dünyadaki hemen her kültürde bir kural haline gelmiş. Bu saygıyı gösterme biçimleriyse akla hayale sığmayacak kadar çeşitli.
İşte, Paul Koudounaris tarafından hazırlanan ve henüz Türkçeye çevrilmemiş olan “The Empire of Death: “A Cultural History of Ossuaries and Charnel Houses (Ölüm İmparatorluğu: Ceset Evlerin ve Kemikten Yapılan Binaların Kültürel Tarihi)” isimli çalışması da, bu saygı gösterme biçimlerinin en ilginçlerinden birini anlatıyor. Kimlikleri belirli olan ve olmayan ölülerin kemiklerinden yapılan binalar, iskeletlerinin farklı biçimlerde sergilenmesi, bu kitabın konusu.
Biz de meraklısı için, yazarın kitabından hareketle çeşitli yabancı kaynakların derlediği yazılarda en dikkat çekenleri, kısa bilgileriyle bir araya getirdik.
Osmanlı’nın Otranto Seferi’nin Ardından
İtalya’da Otranto Katedrali’nde bulunan “Ossuary Chapel“, 1480’de gerçekleştirilen bir Osmanlı’nın Otranto Seferi’nde yapılan katliamın kurbanları anısına yapılmış, büyük altın kandillerin ortasında yer alan kafataslarını içeriyor.
Tarihçilerin üzerine çeşitli bilgiler verdiği söz konusu tartışmalı katliamı gerçekleştiren Osmanlı birliklerinin başında ise Gedik Ahmed Paşa yer alıyor. Saldırıda hayatını ilk kaybeden ve aziz ilan edilen Antoni Primaldo isimli kurbanın kafası gövdesinden ayrıldıktan sonra bir süre ayakta hareketsiz durduğu söylenir. Rivayete göre bu şekilde, son kurban öldürülene dek ayakta kalmış.
Amaç tarihi tartışmak değil, yapıları ortaya koymak olduğundan işin tarihi yönünü merak edenlere ŞURAYI ve ŞURAYI önerebiliriz.
San Martino
Yine bir “Kafatası Şapeli” olan San Martino Della Battaglia’daki “The Ossuary Chapel”, bu alanda en çok ilgi gören yapılardan. Sıra sıra, sütun sütun insan kafalarının dizildiği bu raflar, bir kütüphanede yer alan kitaplar gibi düzenli. Toplamda 1274 kafatası yer alıyor.
St.Hilaire Mezarlığı
Fransa’da Marville’de bulunan bu kafatası mezarlığı, bu listedeki en düzensiz örneklerden birisi olmakla birlikte belki de en karanlık olanı. St. Hilaire Mezarlığı’ndaki kafatasları üst üste dizilmiş, kimisi merhumun bilgilerinin yazılı olduğu kutular içerisine konulmuş. Bakımsız yapının içerisindeki duvarlardaysa kemikler ve kafatasları yosunlanmış halde duruyor.
Portekiz’deki “Kemik Şapeli”
Portekiz’de yer alan Nossa Senhore do Carmo Kilisesi içerisindeki “The Chapel of Bones”, Carmelite isimli bir katolik tarikatın üyelerinin kemiklerini içeriyor. Ölülerin isimlerinin ve bilgilerinin yazılı olduğu mezar taşları ise yapının zeminine, ziyaretçilerin üzerinde yürüdükleri kısımlara yerleştirilmiş.
Boyalı Kafatasları
Hallstatt, Avusturya’da yer alan St. Michael Şapeli’ndeki kafatasları üzerlerinin boyanmış olmasıyla ünlü. Bu kafataslarının neredeyse tamamı ölü erkeklere ait ve eşleri tarafından boyanarak saklanmak gibi bir adetin ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
Çek Cumhuriyeti
“The Sedlec Ossuary” veya “Ossuary of All Saints” adıyla da bilinen bu bina, benzerleri arasındaki en ünlü yapılardan birisi. Kemikleri yalnızca sıralamak yerine ölümü hatırlatan birer dekoratif unsur olarak onlardan çeşitli nesneler ve eşyalar yapılmış. Bina kolonları, duvar kemerleri veya kemiklerden yapılmış avizeler bunlardan sadece birkaçı.
İtalya’daki “Bakireler Şapeli”
İtalya’nın Palermo kentinde yer alan Santa Maria Della Pace Bodrum Manastırı içerisinde “Bakireler Şapeli” adıyla yer alan bölümde, burada yaşamış dört azizenin kemikleri bulunuyor. İskeletler, azizelerin inançlarını simgelemek için haçın altına sabitlenmiş. Arkalarındaki duvarda ise şöyle yazıyor: “Biz, Tanrı’nın kuzusu nereye giderse onu takip ederiz, biz bakireleriz.“
Vincenzo Piccini
İtalya, Urbanya’daki Bouona Morte Kardeşlik Derneği’nin “Ölüler Müzesi”nde yer alan tek iskelet değilse de kıyafetleriyle muhafaza edilen tek ceset olmasıyla dikkat çeken Vincenzo Piccini, üyesi olduğu inançlı tarikatın kıyafetiyle sergileniyor.
Gösterişli Bir Ceset: Aziz Pancratius
Oldukça gösterişli ve değerli dekorlarla giydirilen Aziz Pancratius, İsviçre’deki St.Niklaus Kilisesi’nde yer alıyor. 1600’lerin sonunda o zamanki rahibeler tarafından giydirilen iskelet, 1777 yılında buraya getirilerek resimdeki zırhla giydirilmiş.
St.Gratianus
Almanya’daki Waldsassen Bazilika’sında sergilenen St.Gratianus, sıkı bir işçiliğe sahip kostümü ve özellikle üzerindeki zengin mücevherlerle dikkat çekiyor. Gratianus’un kemikleri, kurumuş kanla dolu bir kadehin üzerinde dururken bulunduğu için inancı uğruna öldüğü düşünülür ve bu yüzden şehit sayılır.