Bedia Ceylan Güzelce, Çınar Yayınları’ndan çıkan bir sorgu odası hikâyesi anlattığı üçüncü romanı Soyka’da “suç nedir, suçlu kim” soruları üzerine odaklanıyor ve sevmenin öğretilmediği insanların trajedisini kelimelere bölüyor.
Kelimelerin çağrışımlarıyla bir sorgunun izini süren Başkomiser Demir, Soyka’ya verdiği her kelimenin karşılığı ile suçluya bir adım daha yaklaşır ama Soyka kelimesinin anlamında saklı olan gizi çözmek o kadar da kolay değildir…
Anadolu’da ve Balkanlar’da çok kullanılan “Soyka” kelimesinin bir lakap olmaktan çıkıp alınyazısına dönüşmesini izlediğimiz romanda Güzelce’nin kendine has üslubuyla gerçek hayatların gerçeküstü anlatımı var.
Babasının beylik tabancasıyla sevgilisi Salih’i ensesinden tek kurşunla öldüren Soyka, yüzünü arı sokan Başkomiser Demir tarafından tutuklanıyor. Genç kadının konuşmayacağını anlayan Demir, ona kelimeler veriyor ve kelimelerin onun için anlamlarını, çağrışımlarını, hikâyelerini anlatmasını istiyor. Birlikte suç nedir, suçlu kimdir üzerine bir sorgulamaya giriyorlar. Soyka öyle bir hayattan geliyor ki, “Salih’i öldüren silahı, tetiği, kurşunu nasıl ki tutuklayamıyorsan beni de tutuklayamazsın,” diyor.
KİTABIN TANITIM FİLMİNİ İZLEMEK İÇİN: