Yakın zamanda hayatını kaybeden araştırmacı – yazar Aytunç Altındal kitapları Destek Yayınları logosuyla okurlarla buluşmaya devam ediyor. Kehanetler Kitabı ve Baba ve Devlet kitapları raflarda yerini aldı.
Aytunç Altındal Çevirisiyle Laonicus Chalcondyles’in Kehanetler Kitabı
Kitapta yer alan 17 kehanet ve 28 Osmanlı tablosu, bakır üzerine işlenmiş ve özgün baskı buradan yapılmıştır. Tam metindir. Fransızca özgün yorum ve tablolar eşliğinde Türkçe çevirileri eklenmiştir.
* * *
Chalcondyles, belki de canlı tanığı olduğu olaylar nedeniyle öylesine ince ayrıntılara dikkat etmiştir ki bu dikkati ve gözlemleri günümüzün tarihçilerini şaşırtmaktadır. Örneğin, bir dilencinin veya bir İranlı, Ermeni ya da Arap tüccarın nasıl giyindiğine, belindeki kuşağın nasıl bağlanırsa ne anlama geldiğine varıncaya kadar yazmıştır.
* * *
“Kehanetler” bölümünde inanılması zor bilgiler iletilmiştir. Hiç kuşkusuz geleceği hiç kimse bilemez ve müminler için geleceği bilebilmek sadece Tanrı’ya mahsustur. Ancak bu “kehanetleri” birer prognoz/öngörü olarak değerlendirirsek, kitabın yazıldığı dönemden yüzyıllarca sonra neredeyse bire bir gerçekleşen bu öngörüleri dikkatle incelemek gerektiği açıktır.
Aytunç Altındal, Devlet ve Kimlik
“Doğulu Devlet” modelini “Batılı Cumhuriyet” modeliyle deyim yerindeyse “evlendirip” mutlu bir yuva (vatan) kurabilmek çok ama çok zor bir deneydir. Günümüz Türkiye’si işte bu zor evliliği yaklaşık bir asırdır sürdürmüş ve sürdürmektedir. Kendi alanında ilk ve tek örnek evlilik olan bu oluşum, her yönüyle incelenmesi gereken bir fenomendir.
Türkiye’de yaşayan bizler ise, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle vb. işte bu zor evliliği sürdürmeye gayret etmiş olan Doğulu “Baba Devlet” ile Batılı “Anne Cumhuriyet”in çocuklarıyız. Onların arasında yaşanan gerilimlerden etkilenip, aralarındaki uyumdan da hoşnut olmuşuzdur. Her türlü engele ve aksiliğe rağmen onlar bu evliliği sürdürebilmeyi bugüne kadar başardılar, şimdi sıra bizlerde.
Doğulu Baba ile Batılı Anne’nin çocuğu olmak bizlerde bir “kimlik” bunalımı yaratmıştı ama artık erginleşmeye başladık. Bu çapraz evlilik bizler için artık “bunalım” ve “kültürel karamsarlık” olarak bir engel değil, tam tersine bize dinamizm ve yaratıcılık verecek bir güç olmalıdır. Hiçbir Avrupa devleti, böylesi bir şansı yakalayamamıştır. Bunun değerini bilelim. Aramızdaki kavgaların, çatışmaların kökeninde bu garip ama gerçek evliliğin bulunduğunu da bilelim. Bunun bizlere ne değerler kattığının farkına varalım ve dünya sahnesine işte bu “farklı kimliğimizle” çıkalım.