Tarihçi Elif Uluğ’un Osmanlı İmparatorluğu’nda süregelen batıl itikat ve büyücülük tarihini tüm detaylarıyla kaleme aldığı kitabı “Osmanlı’da Batıl İtikatlar ve Büyü”, Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı.
Osmanlı toplumunun neden batıl inançlara ihtiyaç duyduğu ve neden büyüye başvurduğu soruları, kitabımın ana eksenini oluşturuyor. Kitap, büyünün nasıl yapıldığı yerine neden yapıldığına odaklanıyor ve diğer bir deyişle, Osmanlı İmparatorluğu boyunca büyünün üretim yöntemlerini araştırmaktan ziyade, hangi amaçlarla tüketildiğini belirlemeye çalışıyor.
Osmanlı toplumunda gündelik hayattaki bu tarz yaygın halk inanışlarının genel etkisini ortaya koyan “Osmanlı’da Batıl İtikatlar ve Büyü” beş ayrı bölümden oluşuyor.
Birinci bölümde yazar, İslamiyet’i kabullerinden önce Orta Asya’daki Türklerin farklı inanç sistemlerinden nasıl etkilendiklerini gözler önüne seren kitap, Animizm, Şamanizm, Maniheizm ve Budizm gibi farklı inanç sistemlerinin birbirlerini nasıl etkilediklerini de araştırıyor, ayrıca Hıristiyanlık ve Museviliği de kapsayacak şekilde genişletiyor. “Avrupa’da Cadı Avı” başlıklı bölümle de, bu tarz bir şeyin neden Osmanlı İmparatorluğunda asla yaşanmadığı sorusunun yanıtlamaya çalışıyor.
İkinci bölüm ise, Osmanlı İmparatorluğu’ndan önce İslam medeniyetinde batıl itikat ve büyü konusuna değiniyor.
Üçüncü bölüm, Türklerin Anadolu’da boy göstermeleri ve hemen ardından İslam’ı kabul etmeleriyle başlayan 5-6 yüzyıllık uzun bir süreç boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nda batıl itikatların ve büyünün toplumsal yaşamdaki konumuna ayrılmış.
Dördüncü bölüm, Tanzimat’ın ilanına, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme, batılılaşma ve kaçınılmaz olarak laikleşme çabalarına kadar süren bir dönemi kapsıyor.
Beşinci bölüm, II. Meşrutiyet döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında, edebiyatçıların özellikle de Osmanlı toplumunun 19. yüzyıl boyunca batıl itikatlar, fal, büyü, nazar, cinler ve perilerle dolup taştığını gösteren romanlarındaki tepkilerini gözler önüne seriyor.