Tanıştınız mı sürünemeyen yılanla? Tanışamazsınız çünkü tanışmak, gitgide içine girmektir tanıştığınız hayatın. Tanışmak istemezsiniz çünkü kıskaçlı yengeçlere, iğneli arılara, kokulu çiçeklere, orantılı bedenlere, yuvarlak gezegenlere, cam bardaklara, metal çatallara, denizdeki dalgalara ve sair şeylere alıştı
gözleriniz. Gözleriniz neyi gördüyse onun esirisiniz. Sürünmeyen yılan olur mu hiç?
gözleriniz. Gözleriniz neyi gördüyse onun esirisiniz. Sürünmeyen yılan olur mu hiç?
Ama ben gördüm, sürünmedi yılan. Yılan olarak tasarlanması yetmedi sürünmesine. Planlı bir isyan yerine mecburen başkaldırdı kendi doğasına. Çırpındı yılan. Can çekişir gibi yükseldi kuyruğu üzerinde, aynı hızla devrildi ve boğuldu kuma.
Yılanın çırpınışından öyle anlaşılıyordu ki o gömlek değişecekti. Gömleğe gömülememişti yeterince. Bir iğnenin deliğinden tek hamlede geçmek ister gibi bir adım ileriye sıçradı yılan. Bir migrenlinin, ağrısını öldürmek istemesi gibi yerlere vurdu kafasını. Böyle böyle geçirdi yılları. Böyle çırpındığını göremedi kimse, böyle çırpındığını anlamadı dostları… Onu eğleniyor sandılar çırpınırken, sırf sürünemediği, bu yüzden sürünmeyi reddettiği için can çekişerek yaşarken ya da yaşayarak can çekişirken ama asla ne tam yaşayıp ne tam ölebiliyorken, kuma batağa saplana saplana, sayısız türdeşini tanıya tanıya geçti zaman.“Sürünmeyen yılan mı?” dediler dostları, “Çok acayip yılandır o, hem sürünmüyor hem yılan
gibi davranıyor” dediler, “Ama çok eğleniyor” dediler, “Çok keyifli yılan yahu” dediler. Dünyanın en iyi sürünen yılanlarına, o kadar iyi sürünemeyenler sorunca “Böyle iyi sürünmeyi nereden öğrendiniz?” diye, “Sürünemeyen yılandan” dediler; “O kadar sürünemiyordu ki ne yapmamamız gerektiğini biliyorduk.”
gibi davranıyor” dediler, “Ama çok eğleniyor” dediler, “Çok keyifli yılan yahu” dediler. Dünyanın en iyi sürünen yılanlarına, o kadar iyi sürünemeyenler sorunca “Böyle iyi sürünmeyi nereden öğrendiniz?” diye, “Sürünemeyen yılandan” dediler; “O kadar sürünemiyordu ki ne yapmamamız gerektiğini biliyorduk.”
Tüm hayatını bir gömlek değiştirme merasimine ayırdığını bilmediler.
Yılanın yılanlığı gömleğindense, bir şey ifade etmezdi onun gömlek değiştirmesi. Gömlek gidince ne kalacaktı geriye? Uğraştı yine de. Hiçbir mevsim, hiçbir coğrafya ve zemin kalmadı üzerinde çırpınmadığı. Başlangıca döndüğünde, eski gömleğinin sıyrılmaya başladığını gördü nihayet. “En azından,” diye düşündü “Gömlek değiştirerek kendimi yılan gibi hissedebileyim.”
Canında kalan son havl-ile dikeldi kuyruğu üstünde, sıçradı, baş aşağı attı kendini yılan. Gömleğini
sıyırdı yarıya kadar. O güne kadar doğru düzgün kıvrılıp bakamadığı gömleğiyle yırtılırken tanışabildi. Çırpınarak geçen yıllarda tanıştığı başka yılanları gördü üzerinde. Ne gördüyse onlar işlenmişti gömleğine, bütün fısıldaşmaları, bütün gülüşmeleri.
sıyırdı yarıya kadar. O güne kadar doğru düzgün kıvrılıp bakamadığı gömleğiyle yırtılırken tanışabildi. Çırpınarak geçen yıllarda tanıştığı başka yılanları gördü üzerinde. Ne gördüyse onlar işlenmişti gömleğine, bütün fısıldaşmaları, bütün gülüşmeleri.
Yılan gömlek değiştiriyordu, yılan geçmiş değiştiriyordu, yılan eskimiş bir deriden değil yılanlıktan kurtuluyordu. “Meğer neye dönüştüğünü ancak dönüşürken anlıyormuşsun ki,” dedi, “Dönüşü olmasın geriye.” Her bir âlemde birkaç kez doğmak mümkündü ama hiçbirinde önceden bilinemezdi nereye varacağı işin.
Sürünemeyen yılan attı gömleğini. Sürüngen olduğu için o an titreyen şeyin ruhu olduğunu biliyordu. Titreme geçince bazı canlı türlerinin “sırt üstü” dediği şekilde uyandı. İlk bulduğu kalemi ilk bulduğu kağıda batırdı ve yazdı: “Sürünemeyen yılanla tanıştınız mı?”
1987, Ankara.
Türk Dili ve Edebiyatı lisansı, Yeni Türk Edebiyatı yüksek lisansı…
KalemKahveKlavye’nin kurucusu.
Evli ve iki kedi babası…
Bazı kitaplar yazdı: Kadran Kadraj (2015), Kaosun Kalbi (2020), Yeraltı Kütüphanesi (2020), Gecenin Kıyısından Gelen Suratsız ve Yaşlı Kuzgun: Edgar Allan Poe (2020)
çok güzel , etkileyici sürünemeyen yıllanla tanışmak mı , tanışmamış olabilirim ama varlığından haberdarım ; Vakti olmadı hiç onun acılarının hesabını yutmaya , durup beklemeye , geri dönmelere vakti olmadı yangınlardan geçti de hep yalnız kaldı , yazdı.