Altın Kitapları
baskısıyla bizde de yayınlanan Stephen King
‘in Kubbenin Altında (Under the Dome) romanının dizi versiyonu yayına başladı.
baskısıyla bizde de yayınlanan Stephen King
‘in Kubbenin Altında (Under the Dome) romanının dizi versiyonu yayına başladı.
Stephen King
romanları arasında –bence- hem yazım süreciyle, hem içeriği ve ebatıyla ve
hem de Stephen King klostrofobisi
açısından en muazzam eserlerden birisi olan Kubbenin Altında (Under the
Dome) dizi versiyonu yayına
başladı, iki bölümü de devirdi bile.
romanları arasında –bence- hem yazım süreciyle, hem içeriği ve ebatıyla ve
hem de Stephen King klostrofobisi
açısından en muazzam eserlerden birisi olan Kubbenin Altında (Under the
Dome) dizi versiyonu yayına
başladı, iki bölümü de devirdi bile.
Under the Dome,
başlangıçta 13 bölümlük tek sezon olarak yola çıksa da Stephen King tarafından yapılan bazı açıklamalara göre sonraki
sezonlara devam etme ihtimali çoktan doğmuş durumda. CBS/FX ekranlarında,
onların gününe göre pazartesi (torrent’çiler için salı diyelim:)) akşamları yayınlanmakta.
başlangıçta 13 bölümlük tek sezon olarak yola çıksa da Stephen King tarafından yapılan bazı açıklamalara göre sonraki
sezonlara devam etme ihtimali çoktan doğmuş durumda. CBS/FX ekranlarında,
onların gününe göre pazartesi (torrent’çiler için salı diyelim:)) akşamları yayınlanmakta.
1976 yılında yazımına başlasa da bir
süre sonra birçok konu ve terime çalışması gerektiğinin farkına varan Stephen King, Kubbenin Altında ‘yı bitirmek için yaklaşık otuz sene beklemek
durumunda kalmış. Ve karşımıza da başlangıçta söylediğim gibi Altın Kitapları tarafından yayınlanan 1024
sayfalık bir kitap hazırlamış.
süre sonra birçok konu ve terime çalışması gerektiğinin farkına varan Stephen King, Kubbenin Altında ‘yı bitirmek için yaklaşık otuz sene beklemek
durumunda kalmış. Ve karşımıza da başlangıçta söylediğim gibi Altın Kitapları tarafından yayınlanan 1024
sayfalık bir kitap hazırlamış.
Kubbenin Altında,
Chester’s Mill isimli bir kasabanın etrafında bir anda ortaya çıkan, içeri ve
dışarı çıkması mümkün olmayan, bir süre sonra hava ve kaynaklar tükendikçe, bir
de üzerine kasabanın meclis üyesi sıfatıyla kendi otoritesini kurmaya çalışan
Jim Rennie ve diğer güzel ve yakışıklı karakterlerin çatışması söz konusu oldukça çarşının
karıştığı bir roman. Stephen King
romanları arasında pek çok kez gördüğümüz kapalı mekan mefhumu burada da
var ve zaten benim de hem okuyucu, hem izleyici olarak sevdiğim bu…
Chester’s Mill isimli bir kasabanın etrafında bir anda ortaya çıkan, içeri ve
dışarı çıkması mümkün olmayan, bir süre sonra hava ve kaynaklar tükendikçe, bir
de üzerine kasabanın meclis üyesi sıfatıyla kendi otoritesini kurmaya çalışan
Jim Rennie ve diğer güzel ve yakışıklı karakterlerin çatışması söz konusu oldukça çarşının
karıştığı bir roman. Stephen King
romanları arasında pek çok kez gördüğümüz kapalı mekan mefhumu burada da
var ve zaten benim de hem okuyucu, hem izleyici olarak sevdiğim bu…
Dizinin
kalitesine gelince, Stephen King
romanlarını az çok okuyanların anlayabileceği bir durumdan bahsetmek
isterim. King’in eserlerinde mekanikleşmiş, berraklaşmış ve son teknolojiyle
donatılmış bir atmosfer göremediğiniz gibi dizide
de aynı sıfatlara sahip efektler göremiyoruz. Bunun roman havasına sadık kalmak
için bilinçli mi tercih edildiğini yoksa elde olanın bu mu olduğunu
bilemiyorum. Lakin efektler ve görüntüden ziyade King’in başarılı kurgusu, karakterleri
ve bunlar arasındaki çatışmalarını dikkate alan ve almanızı öneren bir okur/izleyici
olarak şunu da eklemek istiyorum: Tıpkı romanlarda yaptığı gibi Stephen King, daha başlangıçtan bütün
şartları, olayı ve kahramanları koyup filmin çitlerini çekti ve “İşte burada
oynayacağız” dedi. Bu kapalı alan mefhumu, gizem, gerilim, çatışma derken ilk
iki bölümü de bana göre tatlı bir şekilde kapattı.
kalitesine gelince, Stephen King
romanlarını az çok okuyanların anlayabileceği bir durumdan bahsetmek
isterim. King’in eserlerinde mekanikleşmiş, berraklaşmış ve son teknolojiyle
donatılmış bir atmosfer göremediğiniz gibi dizide
de aynı sıfatlara sahip efektler göremiyoruz. Bunun roman havasına sadık kalmak
için bilinçli mi tercih edildiğini yoksa elde olanın bu mu olduğunu
bilemiyorum. Lakin efektler ve görüntüden ziyade King’in başarılı kurgusu, karakterleri
ve bunlar arasındaki çatışmalarını dikkate alan ve almanızı öneren bir okur/izleyici
olarak şunu da eklemek istiyorum: Tıpkı romanlarda yaptığı gibi Stephen King, daha başlangıçtan bütün
şartları, olayı ve kahramanları koyup filmin çitlerini çekti ve “İşte burada
oynayacağız” dedi. Bu kapalı alan mefhumu, gizem, gerilim, çatışma derken ilk
iki bölümü de bana göre tatlı bir şekilde kapattı.
Velhasıl, bir bakın derim. Yaz gelmişken, tatil durumu
varken ve tabi bizim için en önemlisi, bir edebiyat eseri diziye uyarlanmışken kaçırmamanızı öneririm.
varken ve tabi bizim için en önemlisi, bir edebiyat eseri diziye uyarlanmışken kaçırmamanızı öneririm.
Hepsi bir yana, Rachelle
Lefevre var. Anlatabildim mi (:
Lefevre var. Anlatabildim mi (:
Koray Sarıdoğan
Mackenzie Lintz de var 😉