evvel zaman yıkımı, evle besledim
ben ne yiyorsa onu sundum ona
o kadar özgürdü ki
ne bulursa giydirdi kendini
kendine giydirmekte usta
usumdaki yıkının bir açıklaması olmalı
güzel şeyler hasametli yangınlara gebedir
çocuklar marttan evvel kızgın
çağ ceplerinde bilindik afiyet
kuzgun yanaşıyor iskeleye
belli ki aç
belli açıkta kalan bir şeyler var
belki bir ceviz
belki belgün lazım
bilemiyorum karın doyurmak için
elbet mitolojik bir açıklama olmalı
sonra ben o metal barında
şatafatlı goller attım
herkes üzgündü
istemeden usturupla iyiliğe demir attım
usturalar kelimelerde jilet kaydı mutsuzluk aralardı
olmak ıstıraplı okkaydı
kıyısından geçtim
kıyısından çığlık kabukları topladım
her biri yarmıştı içini dışarı
-buraya okkalı bir orospuçocukları gerekiyor-
olan bilinen teklikle oluyorken
herkesin yarası herkeste kalır
herkesin amına koyayım bir jargon olarak
kendine sövmenin etik kalıbıdır
yıkımı tanırlar, o sakin sarman, güzel şey
haşmetli yorgunları iyi tanır
çocuklar martılara kulak kabartıyor
çocuklar çağı çiğnerken
ambalajdan çıkan fala tutuluyor
kuzgun demir alıyor iskeleden
belli ki açıkta bekleyen bir şeyler var
belki derinde bir döngü sabırla
suların çekilmesini arzuluyor
suların yükseleceğini bile bile
denizatları dörtnala koşmak için
bilimsel bir bilgiye başvurup,
gözlerini kapıyorlar
Müslüm Çizmeci, 87 Türkiye doğumlu, insan, kalem kullanabiliyor. Alfabeyle karmaşık bir ilişkisi, şimdiye dek yayımlanmış bir şiir kitabı var. Lethe Kitap’ta kurucu işçi. Hayalsever, hayvanperest, fanzinkolik.