17.sayısına ulaşan ve fanzin yayıncılığının farklı yollarından geçen Palyaço Fanzin’i, yayıncısı Sylvan Clownson anlatıyor:
Hikayesi şöyledir ki; Palyaço Fanzin şimdiye kadar üç evreden geçti.
* Neolitik Dönem (2008-2009); Toplama bir fanzin olarak başladığı yolculukta üç sayı hayata geçti. Maddi imkansızlıklar, dağıtım sorunları derken kısa bir ara verdi…
* Rönesans Dönemi (2012-2014); 4.sayı ile birlikte bir sıfırlanma yaşadı. O yada sıfır başlığıyla yeni bir başlangıç yapıp fiziksel dünyadan koparak, içsel dünyaya yönelik bir tavır sergiledi. Yazılarda ve görsellerde daha sanatsal bir bakış açısı kazanmaya, toplama fanzinden evrilip konsept bir tarza bürünmeye başladı. Seyir defteri ve ot jargonu, übergalaktikrezonans isimli yazı dizileri bu dönemde çıkan dört sayıdan, sonraki evreye geçişte palyaçonun gidişine yön veren işler, sayfalardı. 7. Sayıya kadar kontrol bendeydi.
* Saykodelik Edebiyat (2014-2017) 8. Sayı ‘eksilmek’ konusuna değinirken Palyaço Fanzin, bir karakter olarak ortaya çıkıp, yayın zamanına, içeriğe, görsellere net olarak müdahale etmeye başladı. Saykodelik etkiler, kapakta önsözde, neredeyse bütün içerikte görülmeye başladı. Seyir defteri, Seyirmelere dönüştü. Daha sert, acımasız ve umursamaz bir dil ve tarzda, günlük yaşantımız içinde kenara ittiğimiz gerçekleri kendi lisan-ı haliyle ortaya çıkartmaya başladı. Fakat onun söylediği gerçekleri yazılarda yahut görsellerde arayıp bulmak zorundaydınız.
Palyaço’nun yaptığı işlere anlam yükleme gibi bir özelliği var. Ve günümüzde edebiyat, sosyal medyanın işgali altında. Yeni ve iyi bir eser bulmak gün geçtikte zorlaşıyor. Şiirler birbirinin aynısı, şairler birbirinin aynısı, yazarlar, okurlar birbirinin aynısı işleri yapıp, aynı işleri alkışlıyorlar. Bir şeyler farklı olmalı. Palyaço Fanzin, kendi çapında bu lüzumsuz açığı kapatmak için var.
Kendi kendime soruyordum. Bu adamlar, (edebiyatta yeniliğe yol açanlar, bir akım başlatanlar, denenmemiş olanı deneyenler vs.) bunu nasıl yapıyorlar? Neden daha önce milyon kere denenmiş olan üzerinde çalışmak zorunda kalayım? Neden bazı kalıpların dışında bir şeyler yapmayayım? İnsanlar kurallarla yönetilir ve kurallara hükmeder. Edebiyat çevrelerinde de malum kurallar var ve bu kuralların griliğinde yeni denemelerin kabul görmeyeceği, insanlara ulaşmayacağı, daha önemlisi edebiyatta kendisine yer bulamayacağı gibi korkular, sıkıntılar yenilikçi düşüncenin önünde hayali bir engel olarak dikilmekte. Bu ve bunun gibi engellere had elen diyebilmek için elimde fanzin gibi gittikçe güçlenen ve varlığından her gün daha fazla kişinin haberi bulunan bir yayın türü var. Onların kurallarını ve bana sundukları sorunları hiçe sayıp, sadece yaptığım işi devam ettirmem gerektiğine karar verdim.
Bu kararın neticesinde Şu an web sitesinde (www.palyacofanzin.com) bahsi geçen tarzda yazılmış (hepsi bu türe uymaz ama), 17 sayı fanzin, bir sürü şiir, yine bir sürü düz yazı ve birkaç tane de öykü bulunmakta. Araya sıkıştırılmış dijital kolaj çalışmalarını da unutmamak lazım.
Vel hasıl, kurallar yahut bu işe yönverdiğini düşünen zatı muhteremlerin görüşleri ne olursa olsun bu durum o yazıların var olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Saykodelik Edebiyat bu çölde büyüyecek ve Palyaço Fanzin, şu ana kadar yayınlanmış 16 Sayısıyla dijital çöplüğün karadeliğinde dijital kıyamete dek onlayn kalacak.
Palyaçolarus (bütün sayılara erişmek için link.);
http://www.palyacofanzin.com/?page_id=2126
[…] beyin ise tabii ki hâkim. Saykodelik şiirler var yine. Palyaço Fanzin’in kısa tarihi için de bir link bırakayım . Fanzinlere temas eden birçok insan zaten Palyaço’nun değerini biliyordu, yine de böyle bir […]