Ressam
Erol Deneç’in eserleri, 5 Ocak – 18 Şubat 2017 tarihleri arasında İş Sanat
Kibele Galerisi’nde.
Erol Deneç’in eserleri, 5 Ocak – 18 Şubat 2017 tarihleri arasında İş Sanat
Kibele Galerisi’nde.
Resmi, bir ‘varoluş şarkısı’ olarak gören Erol
Deneç, tüm çabasının kişiliği ve eserleriyle sanatını gelecek kuşaklara taşımak
olduğunu belirtiyor. Deneç, eserlerin sanatçının ruh halini ortaya koyduğunu,
resmi derin ve çok katmanlı boyutuyla algılamak gerektiğini savunuyor: “Resim,
sanat diyelim her yönüyle, sanatçının ruh âlemini aksettirir renklerle, formla,
müzik sesleriyle; ruh dilinden kelimelerle. Sanat akılla yapılmadığı için
akılla anlaşılamaz. Benzer frekanstaki kişiler, kendi özlerinde yankısını
bulur.”
Deneç, tüm çabasının kişiliği ve eserleriyle sanatını gelecek kuşaklara taşımak
olduğunu belirtiyor. Deneç, eserlerin sanatçının ruh halini ortaya koyduğunu,
resmi derin ve çok katmanlı boyutuyla algılamak gerektiğini savunuyor: “Resim,
sanat diyelim her yönüyle, sanatçının ruh âlemini aksettirir renklerle, formla,
müzik sesleriyle; ruh dilinden kelimelerle. Sanat akılla yapılmadığı için
akılla anlaşılamaz. Benzer frekanstaki kişiler, kendi özlerinde yankısını
bulur.”
Yeteneğini
hayal gücüyle bütünleştiriyor
hayal gücüyle bütünleştiriyor
Birikimini özgün bir çizgiyle
yansıtan Deneç, Leonardo da Vinci’nin “Sanat,
yetenek artı hayal gücüdür.” sözüyle aktardığı gibi, yeteneğini hayal
gücüyle bütünleştirerek sanatını sürdürüyor. Viyana’daki Albertina ve Belvedere
Müzelerinin yanı sıra Viyana Şehir Koleksiyonu ile Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya
ve Türkiye’deki bazı özel koleksiyonlarda eserleri bulunan ressam, sanatın
geçmişten kopmadan bugüne hitap ederek geleceğe dönük olması gerektiği görüşünü
savunuyor.
yansıtan Deneç, Leonardo da Vinci’nin “Sanat,
yetenek artı hayal gücüdür.” sözüyle aktardığı gibi, yeteneğini hayal
gücüyle bütünleştirerek sanatını sürdürüyor. Viyana’daki Albertina ve Belvedere
Müzelerinin yanı sıra Viyana Şehir Koleksiyonu ile Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya
ve Türkiye’deki bazı özel koleksiyonlarda eserleri bulunan ressam, sanatın
geçmişten kopmadan bugüne hitap ederek geleceğe dönük olması gerektiği görüşünü
savunuyor.
Resme çocuk yaşlardan itibaren gönül veren Erol
Deneç, boyalarla ilk karşılaşmasını anılarında şu sözlerle anlatıyor: “Ben 3 yaşlarında idim, bir gün
mahalle komşumuza gittik. Okula yeni başlayan küçük kızları için küçük bir
paket içinde boyalı kalem almış babası. Yedi renkten oluşan bir paket. Ben o
renkli boya kalemlerini görünce onlarla neler yapılabileceğini anladım. İçimde
nasıl bir duygu, anlatamam. Hani insan karşı cinsten birine ilk bakışta âşık
olur ya, öyle…”
Deneç, boyalarla ilk karşılaşmasını anılarında şu sözlerle anlatıyor: “Ben 3 yaşlarında idim, bir gün
mahalle komşumuza gittik. Okula yeni başlayan küçük kızları için küçük bir
paket içinde boyalı kalem almış babası. Yedi renkten oluşan bir paket. Ben o
renkli boya kalemlerini görünce onlarla neler yapılabileceğini anladım. İçimde
nasıl bir duygu, anlatamam. Hani insan karşı cinsten birine ilk bakışta âşık
olur ya, öyle…”
Sürrealizmi bir yaşam biçimi
olarak görüyor
olarak görüyor
Sanatını tüm yönlendirmelerden ve ticari
kaygılardan uzak, bağımsız bir ruh olarak sürdüren ve kendi özgür iradesini
ortaya koyan Deneç, sürrealizmi salt bir sanat akımı olmanın da ötesinde bir
yaşam biçimi, dünyayı algılama modeli olarak görüyor.
kaygılardan uzak, bağımsız bir ruh olarak sürdüren ve kendi özgür iradesini
ortaya koyan Deneç, sürrealizmi salt bir sanat akımı olmanın da ötesinde bir
yaşam biçimi, dünyayı algılama modeli olarak görüyor.
Dünyanın en ünlü fantastik resim
sanatçılarından Prof. Ernst Fuchs’un, bir desenini görmesi üzerine 1964
yılında Viyana’ya davet ettiği sanatçı, biraz para ve tren biletiyle gittiği
Viyana’da tam 24 yıl yaşadı ve açtığı sergiler sanat çevrelerinde büyük ilgi
gördü. “İnsan vücutta ergenliğe erdiği
gibi ruhta da ergenliğe eriyor. Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu
gidiş geliş arasında benim vazifem ne diye kendini araştırıyor ve kendi içinde
seyahat başlıyor.” sözleriyle sürekli bir keşfetme arzusu taşıdığını
belirten Erol Deneç, sanatın sanatçıyla birlikte yaşadığını ve olgunlaştığını
düşünüyor. Sanatçı eserlerini, insan ruhunu güzelleştiren, insan aklını
derinleştiren ve sezgileri güçlendiren özel bir yaratım ürünü olarak
tasarlıyor.
sanatçılarından Prof. Ernst Fuchs’un, bir desenini görmesi üzerine 1964
yılında Viyana’ya davet ettiği sanatçı, biraz para ve tren biletiyle gittiği
Viyana’da tam 24 yıl yaşadı ve açtığı sergiler sanat çevrelerinde büyük ilgi
gördü. “İnsan vücutta ergenliğe erdiği
gibi ruhta da ergenliğe eriyor. Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu
gidiş geliş arasında benim vazifem ne diye kendini araştırıyor ve kendi içinde
seyahat başlıyor.” sözleriyle sürekli bir keşfetme arzusu taşıdığını
belirten Erol Deneç, sanatın sanatçıyla birlikte yaşadığını ve olgunlaştığını
düşünüyor. Sanatçı eserlerini, insan ruhunu güzelleştiren, insan aklını
derinleştiren ve sezgileri güçlendiren özel bir yaratım ürünü olarak
tasarlıyor.
Yarım asrı aşan sanat yolculuğunda 150’den
fazla sergi açan ve dünyanın önde gelen sanat eleştirmenlerinin övgüsünü alan
ressam Erol Deneç’in eserleri, 5 Ocak – 18 Şubat 2017 tarihleri arasında İş
Sanat Kibele Galerisi’nde ziyaret edilebilir.
fazla sergi açan ve dünyanın önde gelen sanat eleştirmenlerinin övgüsünü alan
ressam Erol Deneç’in eserleri, 5 Ocak – 18 Şubat 2017 tarihleri arasında İş
Sanat Kibele Galerisi’nde ziyaret edilebilir.
Erol Deneç Hakkında:
1941 yılında, İstanbul
Kadırga’da dünyaya gelen Erol Deneç, Kadırga İlkokulu ve Gedikpaşa
Ortaokulu’nda öğrenim gördükten sonra Matbaacılık Meslek Okulu’na devam etti.
Bu dönemde müzik ile ilgilenmeye başladı; keman, ud çalmayı öğrendi. Lise
öğrenimini tamamladıktan sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na kaydoldu.
Kadırga’da dünyaya gelen Erol Deneç, Kadırga İlkokulu ve Gedikpaşa
Ortaokulu’nda öğrenim gördükten sonra Matbaacılık Meslek Okulu’na devam etti.
Bu dönemde müzik ile ilgilenmeye başladı; keman, ud çalmayı öğrendi. Lise
öğrenimini tamamladıktan sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na kaydoldu.
1962’de Tatbiki Güzel
Sanatlar’da misafir sanatçı Anton Lehmden ile birlikte çalıştı, fantastik
tarzın ilk Türk temsilcisi oldu.
Sanatlar’da misafir sanatçı Anton Lehmden ile birlikte çalıştı, fantastik
tarzın ilk Türk temsilcisi oldu.
1964 yılında Viyana
Fantastik Resim Okulu’nun kurucularından Ernst Fuchs’un davetiyle Viyana’ya
yerleşti ve ilk sergilerini açtı. Çalışmaları 1965-1969 yıllarında Viyana Güzel
Sanatlar Akademisi tarafından Meister Ödülü’ne değer bulundu. 1971 yılında
hakkında bir belgesel film çekildi. Film başta Viyana 20. Yüzyıl Modern Sanat
Müzesi olmak üzere birçok önemli merkezde gösterildi. Hakkındaki ikinci
belgesel film ise 1982 yılında Wolfgang Lezowsky tarafından çekildi ve
Avrupa’nın önemli televizyonlarında gösterildi.
Fantastik Resim Okulu’nun kurucularından Ernst Fuchs’un davetiyle Viyana’ya
yerleşti ve ilk sergilerini açtı. Çalışmaları 1965-1969 yıllarında Viyana Güzel
Sanatlar Akademisi tarafından Meister Ödülü’ne değer bulundu. 1971 yılında
hakkında bir belgesel film çekildi. Film başta Viyana 20. Yüzyıl Modern Sanat
Müzesi olmak üzere birçok önemli merkezde gösterildi. Hakkındaki ikinci
belgesel film ise 1982 yılında Wolfgang Lezowsky tarafından çekildi ve
Avrupa’nın önemli televizyonlarında gösterildi.
Bir dönem eşi ve çocuklarıyla
Alp Dağları’nın eteklerinde yaşayan sanatçı, müzik alanında keman ve ud ile
Klasik Türk Müziği çalışmalarına devam etmenin yanı sıra Hint müziği ve sitar
ile de ilgilendi.
Alp Dağları’nın eteklerinde yaşayan sanatçı, müzik alanında keman ve ud ile
Klasik Türk Müziği çalışmalarına devam etmenin yanı sıra Hint müziği ve sitar
ile de ilgilendi.
1989 yılında Türkiye’ye
dönen sanatçı, 1991-1995 yılları arasında resim öğretmenliği yaptı. İstanbul
Üniversitesi Kültür Merkezi’ndeki öğrencileri ile İstanbul Fantastik Realite grubunu kurdu.
dönen sanatçı, 1991-1995 yılları arasında resim öğretmenliği yaptı. İstanbul
Üniversitesi Kültür Merkezi’ndeki öğrencileri ile İstanbul Fantastik Realite grubunu kurdu.
1963’ten bu yana 150’den
fazla sergi açan sanatçının eserleri Viyana’daki Albertina ve Belvedere
müzelerinin yanı sıra Viyana Şehir Koleksiyonu ile Almanya, Avusturya, Fransa,
İtalya ve Türkiye’deki bazı özel koleksiyonlarda yer alıyor.
fazla sergi açan sanatçının eserleri Viyana’daki Albertina ve Belvedere
müzelerinin yanı sıra Viyana Şehir Koleksiyonu ile Almanya, Avusturya, Fransa,
İtalya ve Türkiye’deki bazı özel koleksiyonlarda yer alıyor.