Lilith’le Âdem’i topraktan, aynı anda yaratır Tanrı,
mutlu yaşasınlar diye cennete yerleştirir onları.
Ama ne mümkün…
Doğuştan asi Lilith,
bir türlü, her alanda söz sahibi olmak isteyenÂdem’in efendiliğini kabullenmez.
Karşı çıkar.
Onun hep üstte olmasını aşağılayıcı bulur, itiraz eder.
Madem ki topraktandır ikisi de, öyleyse eşittirler şu yeryüzünde.
O zaman üste çıkmalıdır sırası geldiğinde kendisi de.
Ah!..Âdem’e söylenir mi hiç böyle bir şey.
Hiddetlenir egemen Âdem. Bereketli, kapsayıcı gökyüzüdür, aynaya baktığında kendisinde gördüğü.
‘Erkek’tir en önemlisi, var mıdır ötesi, berisi.
Ya Lilith? Bir kadın…
Toprak gibidir kadın Âdem’e göre.
Ayaklar altında olmalı, rahatça sürülmeli, tohumlarla taçlandırılıp, ürün vermesi sağlanmalıdır.
Üstelik kendisi gibi akıllı da değildir. Saçı uzundur çünkü.
Hiç üşenmez defalarca efendi olduğunu söyleyip durur, eşit olduklarını ısrarla tekrarlayan Lilith’e.
Âdem tepeden bakan tavırlarına devam edince,
ısrarlı olunca evrenini efendisi olan tanrıdan sonra kendisinin de yeryüzünün efendisi olduğuna, dayanamaz Lilith, “Ne halin varsa gör!” Der.
Köleliğinin karşılığı olarak önüne serilen cenneti itip elinin tersiyle,
Çocuklarını da arkasında bırakarak, özgürlüğü ve eşitliği uğruna.
kapıyı çarpıp çıkar, bakmadan arkasına bile.
Çok kızgındır ama. Hem Âdem’e, hem de Âdem’in aklını kullanmasını engelleyen efendisine. Giderken durmadan söylenmekte, efendinin kendisine yasaklanan adını yüksek sesle yinelemekte, içinden de Âdem’e ilenmektedir biteviye.
Âdem kalınca bir başına cennette, her şey anlamsızlaşır.
Buza keser cıvıl cıvıl duygular. Yemişleri dökülür ağaçların kırağı vurmuş gibi.
Çamura bulanmış fosfor sarısına döner mavi gökyüzü,
gümüş ışıltılarla ılık ılık esen cennet yeli kırmızıya boyanır.
Heyhat! Âdem, ilk defa kaybetmeyi tatmıştır.
Lilith’siz dünyada efendisi bile silinir aklından.
Lilith’e keser tüm yaşamı, aklı iyice gider başından.
İktidarsızlaşır, yoksullaşır, kimsesizleşir, saldırganlaşır.
Kana, acıya boğması yeryüzünü o günden bu güne, acısı derinine işleyen o kaybetme tadındandır.
Cennete de yakışmaz bu haliyle, evrene de sığamaz.
Hiç durmamacasına, yalvarır efendisine Lilith’i geri ister.
Efendi üç meleğini gönderir, çağırır Lilith’i
ama asiliğini bildiğinden unutmaz tehdit etmeyi.
Eğer dönmezse cennete her gün çocuklarından yüzlercesi ölecektir.
Lilith’e tehdit işler mi, kararını vermiştir, Âdem’le eşittir.
Yoktur hiç kimsenin bir ötekinden üstünlüğü, kabul etmeli bunu kâinattaki her yaratı.
Hele çocuklarıyla sınanacağını duymak daha da kızdırır onu,
onurunu kırar, aşağılanmış sayar bir kez daha kendini.. Dönmez Âdem’e.
Oyuncağı olmayacaktır hiç kimsenin. Tek başına kuracaktır yaşamı.
Öte yandan, yalnız kalmasın ve sonsuza dek itaat etsin diye Âdem’e, Havva yaratılır onun kaburga kemiğinden bu kez.
Çok da dikkat edilir olmasın diye, kendi başına buyruk, zapt edilemez, denetlenemez.
Ama intikamcıdır Adem de, efendisi de.
Kaybetmeyi hazmedemezler, Lilith’in başkaldırısını unutamazlar. Yeryüzünü, gökyüzünü söylencelere boğarlar.
Kalın bir söz tabakası sarar çepeçevre dünyayı, hatta tüm kâinatı.
Lilith için demediklerini bırakmazlar.
Şeytandır, uğursuzdur, baştan çıkarıcıdır, üstelik güzeldir Lilith.
Temiz olmayandır, fahişedir. Saçları yılan gibidir, sokar. Gülüşü zehir gibidir öldürür.
Dudakları dünyadaki her şeyden daha tatlı bir şarap gibi,
içeni sarhoşluğun en koyusunda zinaya sürükler.
Öyleyse güzel, akıllı, boyun eğmez kadının adıdır Lilith.
Şeytandır. Erkekleri baştan çıkarandır.
Üstelik Lilith “geceye ait olan”dır..
Lilith kötüdür, öyleyse kadın da kötüdür.
Lilith şeytandır, öyleyse kadın da şeytandır.
İsyanın simgesidir Lilith, başı ezilesidir, sözü kesilesidir, yok edilesidir. Cadıdır, baştan çıkarıcıdır. Cinlerin başı, gece canavarıdır.
Aramızda kalsın ama aslında Lilith, Âdem’in kadının yapıcı gücüne ve yaratıcı cinselliğine duyduğu korkunun ve hasedin adıdır.
Güçsüzlüğünün sembolüdür.
Lilith kötüdür de Havva iyi midir?..
O da kandırmıştır Âdem’i.
İyiyle kötüyü ayırt etmesini sağlayacak elmayı yemesine sebep olmuştur.
Soru sormayı öğretmiştir, gözünü açmıştır.
Bu efendiler ne garip, farkında değiller akıllarına ihanet ettiklerinin,
kendilerini temize çıkarmaya çalışırken.
Zekâlarını yok sayarlar, kandırılmaktan medet umarken,.
Kim bilir, belki de haklıdırlar…
Âdem’in Havva’dan önce bir eşinin daha olduğunu çoğumuz bilmeyiz, ya da bilmezden geliriz. Çünkü Lilith, bilinmemesi, unutulması gereken, başkaldıran, devrimci bir kadındır.
Öyleyse uygun olan, onu yok saymaktır.
Başkaldıranların tanrısı olan Lilith’i bize unutturanlar, başkaldırmayı da unutacağımızı düşündüler. Yanıldılar!
Kadın, yüreğindeki sevginin barışçıl gücünde, yaşamı var eden elleriyle acı çekerek yaratandır.
Sahip çıkar yaratısına, ölümü göze alır.
Âdem’in haksızlığına direnirken aslında var olmanın kavgasındadır.
Niye mi anlattım bu öyküyü yüzyılların ötesinden taşıyarak.
Karar verin istedim, kandırmak mıdır bütün mesele, kandırılmak mı?..
Çok güzel bir yazı, bir Alman bayan arkadaşımın ismi Lilith, sayenizde isminin esas anlamını da öğrenmiş, anlamış oldum..! Yazınızı da kadın arkadaşlarla paylaştım, dilerim geniş çevrelere ulaşır..! Sayğılar
Güzel görüşünüz için çok teşekkür ederim.