Sanatçı John Holcroft, 1950’ler tarzında hazırladığı illüstrasyonlarla, günümüz medeniyetinin en önemli sorunlarını kelimelere ihtiyaç duymadan ifade ediyor ve eleştiriyor.
Küreselleşme, kapitalizm, gelir dağılımında gittikçe artan eşitsizlik, çevre sorunları, iklim bozulmaları, sosyal medyanın getirdiği narsisistik kişilik bozuklukları, yanlış sosyalleşme algısı, her şeyin tüketilebilir birer meta haline gelmesi ve aklınıza gelebilecek daha bir sürü sorun…
John Holcroft’a dair daha fazla detay için sanatçının websitesini ve Facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
John Holcroft Kimdir?
John Holcroft kendi websitesinde kendini şöyle anlatıyor:
En büyük hayalim ressam olmaktı. İngiltere, Lancashire’da büyüdüm ve 80’lerin başında dokuz yaşında Yorkshire’a taşındım. Karikatürler ve ağaç ev yapımı tipik eğlencelerdi ama yepyeni bir çizim kitabı ve kalem almanın sevinciyle karşılaştırılamazlardı. Okuldan ayrıldıktan sonra Grafik tasarım alanında kariyer yapmaya başladım, daha sonra bunun kötü bir hamle olduğunu anladım, çünkü 90’lar teknolojide bir değişim zamanıydı. Üniversite bize kalemleri, cetvelleri ve fotoğraf aktarma makinelerini kullanmayı öğretti, ancak gerçek dünya dijital bir devrim için hazırlanıyordu. Ben de o geçiş dönemine kapılan ve endüstrinin “Mac operatörlerini” yeni yeni ele geçirdiğini keşfedenlerden biriydim. 1996’da akrilikle boyanmış Old Style Dijital bilgi eksikliğim, bilgisayar gerektirmeyen kariyer yolumda küçük bir dönüş yapmam için beni teşvik etti. 1996 yılında resmen serbest kaldım ve tuval üzerine akrilik boyalarla resim yapmaya başladım. Bu ortamı kullanmayı çok seviyordum, ancak 2001’de Luddite yöntemlerimi bırakıp teknolojiyi kucaklamaya ve dijital çoğunluğa atlamaya karar verdim. Açıklayıcı tarzım yıllar içinde gelişti ve birkaç kez kendini yeniden keşfetti. David Cutter, Mark Ryden ve Edward Hopper gibi sanatçıların hayranı olduğum için, çalışmalarımın muhtemelen onların etkileri olmadan var olamayacağına inanıyorum. Bilgisayarsız ve sosyal medyasız büyümüş olanlar için bu oldukça zor bir öğrenme süreci ama sonuç olarak işimin faydasını görüyorum ve sosyal ağa bağlı olmak sadece işimi görmemi sağlamakla kalmadı, aynı zamanda bana daha geniş bir bakış açısı kazandırdı.
2015 yılında AOI ve London Transport Museum’un ‘Londra yerleri ve mekanları’ başlıklı yarışmasına katıldım ve sergi için kısa listeye kaldım.
Ayrıca 2019 AOI dünya illüstrasyon ödülleri için ‘Cinsiyet eşitliği’ adlı illüstrasyon girişiyle kısa listeye alındım.