İlk romanı Pelin ile okurlarının karşısına çıkan ve hafızalarda kalıcı bir yer edinen Murat Arda, yeni kitabı “Taksim Bahçesi” ile karşımızda.
KalemKahveKlavye.com’daki ŞU İNCELEMEMİZDE uzunca bahsini ettiğimiz pek güzide ilk romanı “Pelin”in ardından Murat Arda, bu defa da fantastik bir “gerçekçi” roman ile okuyucuyu Beyoğlu’nun eski zamanlarına, eski İstanbul’un görkemli dönemlerine bir zaman yolculuğuna davet ediyor, Taksim Bahçesi’nde…
Bir yanıyla “eğlenceli bir savaş romanı” gibi görünen Taksim Bahçesi, arka planında “kanla sulanan ve beslenen” eski imparatorluk topraklarından modern Cumhuriyet’in yalpalamalarına keskin bir eleştirel bakış açısı, toplumsal yarılmalara ve büyük kırılma dönemlerine ise mizahi bir bakış açısı geliştirmeye çalışmakta… Bu büyük çelişkilerin “insanlık komedyasının” bir parçası olduğunu düşünen Arda, Taksim Bahçesi adlı bu ikinci romanının “1900’lü yılların başı ile 2013 yılları arasında geçen tantanalı bir epik hikaye” olduğunu söylüyor.
Beyaz Rusların Talimhane’de tokuşturdukları buğday birası kokularının Abanoz Sokağı’ndaki Levanten fahişelerin ter kokusuna karıştığı romanda, kitabın baş karakteri Erkin’in Cadde-i Kebir’den Taksim Bahçesi’ne pastoral ve “saykodelik” serüvenlerine şahit olacağız.
Murat Arda’nın Taksim Bahçesi, okuru atlı tramvayların dört nala koştuğu Constantinapolis yıllarından martıların, köpeklerin, sokak çalgıcılarının ve Ağustos böceklerinin hayatta kalma mücadelesi verdiği günümüze felsefi, mizahi, kirli ve tarihi bir serüvene sürüklemeyi amaçlıyor.