Sel Yayıncılık, yılın son iki ayında dikkat çeken yeni
kitaplarını okuyucu ile buluşturdu.
kitaplarını okuyucu ile buluşturdu.
Sel Yayıncılık,
yılın son iki ayında önemli yazarlar ve
özel kitaplarından oluşan bir seçki hazırladı. Aşağıda Sel Yayıncılık
bültenlerinden alıntılar ile paylaştığımız bu kitaplar, kasım ve aralık kitaplarından derlendi.
yılın son iki ayında önemli yazarlar ve
özel kitaplarından oluşan bir seçki hazırladı. Aşağıda Sel Yayıncılık
bültenlerinden alıntılar ile paylaştığımız bu kitaplar, kasım ve aralık kitaplarından derlendi.
Neden Yazıyorum – George Orwell
Edebiyat anlayışı hiçbir
zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı düşünülemeyecek bir yazar
olan George Orwell, Neden
Yazıyorum’da bir araya getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir
noktasında kendisine sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik “Neden
Yazıyorum?” sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor.
Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra
gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken
iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.
zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı düşünülemeyecek bir yazar
olan George Orwell, Neden
Yazıyorum’da bir araya getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir
noktasında kendisine sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik “Neden
Yazıyorum?” sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor.
Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra
gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken
iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.
İçerdeki Kedi – William S. Burroughs
Karşıkültürün diğer
temsilcileri için bile sıra dışı sayılabilecek deneyimleri ve tuhaf zekasıyla
Beat Kuşağının öncülerinden William S.
Burroughs’un son demleri ve kedileri: Ruski, Smokey, Fletch, Calico Jane…
temsilcileri için bile sıra dışı sayılabilecek deneyimleri ve tuhaf zekasıyla
Beat Kuşağının öncülerinden William S.
Burroughs’un son demleri ve kedileri: Ruski, Smokey, Fletch, Calico Jane…
Hayatının son on altı
yılını kedileriyle Kansas’ta geçiren Burroughs, bu dönemde kedilerini ruhani
birer dost olarak görmeye başlamış ve kendisi üzerindeki etkilerini her
fırsatta vurgulamıştı: “Kedilerimle aramdaki ilişki beni ölümcül ve her şeye
nüfuz eden bir cehaletten kurtardı.”
yılını kedileriyle Kansas’ta geçiren Burroughs, bu dönemde kedilerini ruhani
birer dost olarak görmeye başlamış ve kendisi üzerindeki etkilerini her
fırsatta vurgulamıştı: “Kedilerimle aramdaki ilişki beni ölümcül ve her şeye
nüfuz eden bir cehaletten kurtardı.”
İçerdeki Kedi,
Burroughs’un kedi güzellemelerini, rüyalarını ve gördüğü yarı halüsinatif
hayalleri bir araya getirdiği pasajlarıyla Burroughsseverler için olduğu kadar
kediseverler için de farklı bir tecrübe olacak alternatif bir günlük.
Burroughs’un kedi güzellemelerini, rüyalarını ve gördüğü yarı halüsinatif
hayalleri bir araya getirdiği pasajlarıyla Burroughsseverler için olduğu kadar
kediseverler için de farklı bir tecrübe olacak alternatif bir günlük.
Öteki Dünya – J.G. Ballard
Her yerden görülen
devasa kubbesiyle bir alışveriş merkezi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü bir
taşra kasabası ve beklenmedik bir ölüm…
devasa kubbesiyle bir alışveriş merkezi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü bir
taşra kasabası ve beklenmedik bir ölüm…
Yaşadığı kasabanın
alışveriş merkezinde öldürülen babasına yalnızca veda etmek için Brooklands’e
giden işsiz reklamcı Richard Pearson; labirenti çağrıştıran alışveriş
merkezinin, durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenlerin, yirmi dört saat
çalışan televizyonun ve ellerinde poşetlerle tüm vakitlerini burada geçiren
insanların arkasında uğursuz bir şeyler gizlendiğine inanmaya başlayarak
kalmaya karar verir. Mahkeme sürecindeki tuhaflıklarla birlikte babası ve kasaba
sakinleriyle ilgili akıl almaz gerçeklerle yüzleşmeye başlayan Richard,
görmezden gelmek ve dönmek, kalmak ve çözmek arasında bir seçim yapmak zorunda…
alışveriş merkezinde öldürülen babasına yalnızca veda etmek için Brooklands’e
giden işsiz reklamcı Richard Pearson; labirenti çağrıştıran alışveriş
merkezinin, durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenlerin, yirmi dört saat
çalışan televizyonun ve ellerinde poşetlerle tüm vakitlerini burada geçiren
insanların arkasında uğursuz bir şeyler gizlendiğine inanmaya başlayarak
kalmaya karar verir. Mahkeme sürecindeki tuhaflıklarla birlikte babası ve kasaba
sakinleriyle ilgili akıl almaz gerçeklerle yüzleşmeye başlayan Richard,
görmezden gelmek ve dönmek, kalmak ve çözmek arasında bir seçim yapmak zorunda…
Son derece yozlaşmış
ama bir o kadar da tanıdık bir modern dünya tasvirini en canlı ve korkunç
biçimlerde ortaya koyma yeteneğiyle J.
G. Ballard, Öteki Dünya’da artık hayatlarının her anında alışveriş
yapıyorlarmış gibi görünen insanların hikayesini; halihazırda içinde
bulunduğumuz sisteme çok yakın bir distopyanın sınırsız tüketiciliğini,
fütürist bir tahayyül ve haklı bir öfkeyle anlatıyor.
ama bir o kadar da tanıdık bir modern dünya tasvirini en canlı ve korkunç
biçimlerde ortaya koyma yeteneğiyle J.
G. Ballard, Öteki Dünya’da artık hayatlarının her anında alışveriş
yapıyorlarmış gibi görünen insanların hikayesini; halihazırda içinde
bulunduğumuz sisteme çok yakın bir distopyanın sınırsız tüketiciliğini,
fütürist bir tahayyül ve haklı bir öfkeyle anlatıyor.
Babaannemin Usturası – Esra Pekin
“Kendine bir hayat
edinmen gerekiyordu. Edindin.
edinmen gerekiyordu. Edindin.
Edindiğin hayata
tahammül gösterebileceğini sanmıştın. Yanılmışsın.”
tahammül gösterebileceğini sanmıştın. Yanılmışsın.”
Yalnızlığını
kabullenmiş ve bir şekilde hayatta varolma çözümü bulmuş iki mutsuz insan
karşılaştığında birbirinin sığınacak limanı mı olur, yoksa alabora mı? Hayatta
bir iz bırakmaya çalışmak, var olduğunu gösteren bir direniş midir yoksa
yenilgiyi kabulleniş mi? İnsanın kendini yaralaması daha mı iyidir başkasında
yaralar açmaktan?
kabullenmiş ve bir şekilde hayatta varolma çözümü bulmuş iki mutsuz insan
karşılaştığında birbirinin sığınacak limanı mı olur, yoksa alabora mı? Hayatta
bir iz bırakmaya çalışmak, var olduğunu gösteren bir direniş midir yoksa
yenilgiyi kabulleniş mi? İnsanın kendini yaralaması daha mı iyidir başkasında
yaralar açmaktan?
Babaannemin Usturası
tüm bu soruların cevabını arayan iki kişinin hikâyesini anlatıyor; Esra Pekin’in kendine has diliyle,
oyun, sinema ve müzikle yoğurulmuş anlatısı sürpriz sonuyla okuru derinden
etkileyecek…
tüm bu soruların cevabını arayan iki kişinin hikâyesini anlatıyor; Esra Pekin’in kendine has diliyle,
oyun, sinema ve müzikle yoğurulmuş anlatısı sürpriz sonuyla okuru derinden
etkileyecek…
“Tek bir işe yaradı
bunca zaman, bunca merak; bir zamanlar umutla cevabını aradığın, bulunca
anlayacağını sandığın, zamanını yollarına adadığın ne varsa, hepsini çöpe
attın. Hayatını boşa harcadın. Geç de olsa anladın. Çok bilinmeyenli bu
denklemi çözmek için fazla ahmaksın. Yani insansın. Bıraktın. Sağlamasını
yaptığında hep yanlış sonuca ulaştığını kavradın. Kendine kalanla yetinmeyi,
hayatı vaadettikleriyle sürdürebilmeyi, kendince yöntemler geliştirmeyi,
fazlasını istemeden önce iki defa düşünmeyi erdem sayanlardansın. Yöntemlerin tuhaf
karşılanabilir. Alışılmışın dışında sayılabilir. Yadırganıp, ötelenebilir.
bunca zaman, bunca merak; bir zamanlar umutla cevabını aradığın, bulunca
anlayacağını sandığın, zamanını yollarına adadığın ne varsa, hepsini çöpe
attın. Hayatını boşa harcadın. Geç de olsa anladın. Çok bilinmeyenli bu
denklemi çözmek için fazla ahmaksın. Yani insansın. Bıraktın. Sağlamasını
yaptığında hep yanlış sonuca ulaştığını kavradın. Kendine kalanla yetinmeyi,
hayatı vaadettikleriyle sürdürebilmeyi, kendince yöntemler geliştirmeyi,
fazlasını istemeden önce iki defa düşünmeyi erdem sayanlardansın. Yöntemlerin tuhaf
karşılanabilir. Alışılmışın dışında sayılabilir. Yadırganıp, ötelenebilir.
Kimisini kan
tutabilir. Keyifleri bilir.
tutabilir. Keyifleri bilir.
Canını yakmak, nefes
aldığını hatırlatabilir.
aldığını hatırlatabilir.
Anlatmak zor, pek zor
olabilir.”
olabilir.”